Dengeyi tutturmak önemli…
İlginç olan ise kişilik özellikleriyle davranışlarımız arasındaki uyumsuzluğun sona ermemesi!
İnsan bir denge üzerine yaratılmıştır. Yaratıcımızın insana en büyük ödülü yaşam hakkıdır. Diğer ödül ise düşünme ve seçme itibariyle insana bağışladığı “Akıl” ile “İrade” yeteneğidir.
Yaratıcımızın insana yönelik ödülleri bitmiyor!
Yaşama sahnesi olan yeryüzünün yanı sıra yaşama süresi olarak belirlenen “Zaman” olgusu ayrı ödül başlıkları olmakta. Düşünme yeteneğinin yanı sıra duygusal bir canlı olmanın sağladığı dengeli şartlar itibariyle insanoğlu, evrenin merkezinde kendisine tanınan fırsatlar üzerinden haklarını kullanıyor.
İnsan, bedensel ve fiziksel özellikleri ile ruh enerjisinin birlikteliğiyle var olma gerçekliğine bir denge sayesinde kavuşur. İki zıt unsurun sentezi olan insan, Akıl ve mantık ile duygusallık arasında sağlamaya çalıştığı diğer bir denge haliyle “Zıtların Uyumu” ilkesinin dengesel dönüşümünün merkezinde bulunur.
Denge, hayatın özünü oluşturan ilkelerin biri olarak insanın var olma gerçekliğinin iyi veya kötü yönde zarar görmemesini sağlama adına bütünlük yaratan bir itici kuvvetti oluşturur. İnsanın diğer hayati ilkelerinden iki tanesi de sahip olunan “İnanç Sistemi” ile “Ahlaki Değerleri” dir.
Denge her şeyde olduğu gibi insan hayatının iki önemli alanı olan İnanç ile Ahlak olgularının da tamamlayıcı unsuru olarak yaşamın özünü temellendiren dinamiklerden biri olur.
İnancı olmayan insan yoktur!
Neye inandığını bilmeyen veya inandığı unsurun ne olduğunun farkında olmayan insan vardır. Temel gerçeklik budur. İlahi veya Beşeri; Maddi veya manevi, ideolojik veya siyasi her hangi bir kaynak, insanın inanç sisteminde merkezi konumda inancını oluşturan temel yapıdadır.
“İnsani olan ile ilahi olanı bir arada veya dengede tutabilmek” sorunu insan açısından yaşanası problemleri günlük hayatımıza aktarmakta. Yani inancımızla ahlak öğretilerimizi uyumlu bir şekilde hayatımıza aktararak aynı tartının denge halini yakalama başarısını göstermek gerekiyor.
Birine ağırlık vermek ve sadece biri üzerinden yaşamı kurgulamak sorunlar yaratabiliyor. Sadece ilahi ilke ve yaşam tarzını göz önünde tutarak ahlaki ilkeleri arka plana atmak doğru olmayacaktır. Tam tersi itibariyle sadece ahlaki ilkelerle yaşamak ve inancın temel ilkelerini ve ilahi öğretileri arka plana almak da problem kaynağı olmakta!