İnsan sayısına bağlı olarak araç sayısı da artıyor. İnsan sayısının fazlalığı hem daha fazla araç hem de daha fazla araç kullanan insan sayısı anlamına geliyor.
Şehirler, kent merkezleri, Büyük Şehirler, Metropol Kentler ve Mega Kentlerin büyümesinin/gelişmesinin ana kaynağı insan sayısının çokluğu olduğundan, ortaya çıkan sorunların doğal kaynağı da insan olgusu olmakta.
İnsanın olduğu yerde sorun da olur, insanın yaşam alanlarını oluşturan ortamlarda kriz ve sıkıntılar da eksik olmaz.
Doğanın kanunu bu ve insan topluluğu ve insan birlikteliği öyle her zaman istendik bir hayat sürecini önümüze koymuyor. Bunalımlar, kargaşalar, yıkımlar ve krizler kadar daha ileri seviyede savaş/çatışma hali insan yaşamının olmazsa olmazları durumunda ne yazık ki…
İlimiz gelişen ve büyüyen bir yerleşim birimi olarak sahip olduğu 670 bin insan sayısıyla paralel olarak yoğun bir trafik işleyişini özünde barındırıyor. Sıkıntılı nokta büyüyen ve artan insan sayısına bağlı olarak yerleşim alanın yetersiz kalması!
Kaldırmıyor…
İnsan sayısını ve araç sayısını merkezi yerleşim alanları kaldırmıyor. Yeni imar alanlarıyla merkezi yığılmayı yayacak yeni yaşam alanları açmak lazım.
Açıklanan TÜİK verilerine göre Batman^da toplam araç sayısı 63 bini aşmış durumda. Diğer büyük yerleşim yerlerine göre bu oran düşük görülse de artan araç sayısını kaldırmayan bir yol güzergâhı ve şehir yerleşim planı var.
İlimizde içinde bulunduğumuz yıl itibariyle araç olarak en fazla otomobil bulunurken, ikinci sırada motosiklet kullanılmakta. Onu takip eden araç türü de kamyonet olmakta. Otomobilden sonra en çok kullanılan motosikletler trafiği biraz rahatlatsa da toplu ulaşım araçlarının varlığına rağmen trafik yoğunluğunun önüne geçilememekte.
Her yıl artmaya devam eden araç sayısının varlığıyla şehrin fiziki yapısının aynı kalması ya da yeni yollar, güzergâhlar veya yerleşim alanlarının açılmaması, kaynayan bir kazan misali yoğun bir insan seli ve yoğun bir araç trafiği ortaya çıkarmakta.
Yapılması gereken şey yol ve trafik düzenlemelerinin araç sayısının artışına paralel olarak planlanmasıdır.
Trafik düzenlemeleri ve otopark başta olmak üzere araçların trafikte ulaşım yollarını kullanabilmesi adına şehir yerleşkesinin yatay konumda yayılmasını sağlayacak imar planları yapılması bir gereklilik durumunda.
Özellikle insan kitlesinin günlük hayata başlaması veya sona eren gün ile birlikte evine dönme hareketine geçmesiyle birlikte merkezi yollar ve ulaşım ağının kilitlenme krizine uğradığı görülmekte. Yeni yol ve bulvarlar ile yeni açılacak imar alanlarının ulaşım ağının devreye girmesi, günümüzde yaşadığımız sıkışıklık ve yoğunluğu ortadan kaldıracaktır.
Bunun için Hasankeyf istikametine yönelik imarlaşma hareketinin Silvan yoluna ve Diyarbakır rotasına da kaydırılması lazım. Ayrıca Kira Dağı ve Raman Kampusu yol ağı itibariyle mesken edinme planlamaları artırılmalıdır.
Şehir planlamaları özellikle Kurum ve kuruluşların varlığıyla hayat kazandığından, mevcut kurumların (Hastaneler, Nüfus Müdürlüğü, Adliye, Valilik, Milli Eğitim, DSİ vb. gibi) şehir dışına kaydırılma önerisi sorgulanması gereken bir çözüm gibi duruyor.
Kurumların varlığı ve ticari işleyişin yaratacağı hareketlilik ile birlikte yeni evler/siteler sayesinde insan kitlesinin şehir yerleşkesinde rahat nefes almasını sağlayacak. Ayrıca insan ve araç hareketine imkan tanıyacaktır.