Manevi iklimi farklıdır bayramların…

Sadece büyükler değil, küçüklerin de ayrı bir haz aldığı zaman dilimlerinde manevi bir huzur ve manevi bir mutluluğun nirvanası yaşanır.

İnsanın eksik yanlarını tamamlayan veya insanı manevi doygunluğa ulaştıran bayram günleri, inanç sisteminin mensupları için duygusallığın son sınırına kadar yaşandığı bir zamanı kapsar.

Farklılıklar değil, aynı inanç sisteminde aynı amaca yönelmiş insan kitlesinin yaratana olan minnet hissinin dualarla birleştiği bir atmosferin duyumsanan güzelliğidir.

Bayramın, yaşanan bir aylık oruç döneminin ardından insanda zafere ulaşma hissiyatı yaratan duygusal havasıyla, bireye ve topluma verdiği mesaj, ortak birliktelikler üzerine yaşanan toplumsal bilince olan itaat kültürüdür.

Çünkü paylaşma ve yardımlaşmanın temek ilkeleri ile toplumsal bilincin varlık şuurunun ilkeleri aynı potada ortak bir inanca olan itaatin manevi ruhunu insana aşılar.

İnsanın doğal yapısına işlenmiş inanç kodları ile toplumsal hayat içerisinde yaşanan ortak birliktelik ruhu sayesinde var olmanın ve yaşam sürecinin bir anlamı olduğu fark edilir.

Kendi doğasında var olan inanç hissi ile yaşam sürecinde diğer insanlarla olan birliktelik inancının ortaya çıkardığı temel gerçeklik “İşittik ve itaat ettik” ilkesi olmakta. Bilinen diğer bir gerçeklik de “Sonunda dönüş yalnız Allaha’ dır” realitesidir.

Yaratıcı kudretimizin insana yüklediği sorumluluk, ancak gücünün yettiği şey kadardır. İtaat kültürünün bir parçası olan insan da bilir ki “Kişinin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararına” dır.

Manevi doygunluk yaşadığımız Ramazan ve Kurban bayramlarının manevi atmosferinde insana düşen sorumluluk yerine getirilmeye çalışılırken, ortaya çıkan sorunlara karşı “Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma” savunmasını yapma ihtiyacı duyumsarız.

Temennimiz yaratıcının bizden öncekilere yüklediği ağır yükü bize yüklememesidir. Allah’ tan, bizim gücümüzün yettiğini bize sorumluluk olarak yüklemesini dileriz. Biz bağışlanmayı ve affedilmeyi umarız ki yaratıcı kudretimiz açılan ellere yanıt olarak af kapılarını sonuna kadar açsın.

Bu dua ve beklentilerin her zaman yaratıcımız katında bir değeri vardır ve karşılığı olmuştur. İsteyene karşılık veren mutlak kudret, sadece insanın yüklendiği yükü sorumluluk bilinciyle itaat kültürüne oturtsun diye insana her türlü fırsatı sunar.

Ramazanın sona erdiği bu günlerde büyük bir nefis mücadelesiyle bayram anına kavuşan bizler için maddi dünyanın fazla bir ehemmiyeti yoktur. Yaşama anlam katan manevi gücümüzle varılacak yere ve zamana ulaşmanın beklentisiyle, kötülükten sakınarak iyilik kalkanına sığınmayı amaç edinmişizdir.

Bayramın huzur ve ferahlık veren ikliminde zamanımız itibariyle dile getirilecek şey “Barış ve birliktelik ruhunu canlı tutma gayretlerini göstermeyi başarmak” olsun.

Bayram ve Ramazanın manevi ikliminin diğer günlerde de sınırsızca yaşanması dileğiyle, iyiliklerin izinden ayrılmama temennisinin zihinlerimize işlenmesi arzumuzu kabul edilecek makama ulaşması amacıyla avuçlarımıza döküyoruz.