ÇOCUKLUK VE YAŞLILIK (2)
Cengiz Haşimoğlu
Bu yüzden kibir, enaniyet, büyüklenme, başkasını değersiz görme veya egoist alışkanlıklardan sakınmanın sorgulamasını iyi yapmak şart.
Bebeklik ve çocukluk döneminde olan mağduriyet ve başkalarına olan muhtaçlığın ileri dönemlerde yaşlılıkla beraber yeniden ortaya çıkabileceğini unutmamak gerekiyor.
Unutulmaması gereken diğer bir nokta yaşlılık dönemlerine doğru bedenin ve organların yorulması gibi duygular ve heyecanlar da yorulur.
Eski hareketliliğini ve canlılığını yitirir. Vücudumuzun fonksiyonlarını yitirmesi gibi hisler canlı kalsa da gençlik ve ergenlik dönemlerinin sınırsız heyecanları son bulurken, insan her yönüyle gerileme dönemine girer.
Çünkü vücudumuz çocukluk döneminde çok aktif ve hareketli iken gençlik ve olgunluk dönemlerinde son hızını alan araba misali tüm duygularını ve zevklerini yaşama ihtiyacı duyumsar.
Yaşlılık aşamasına girmekle birlikte bazı duyguların köreldiği veya bazı heyecanların sakinleşmeye başladığı görülüyor.
Bedenimizin ve aklımızın kapasitesini/gücünü olduğu gibi korumak ve kollamak zorundayız.
Gençlik dönemlerinin heyecanlarını duyumsamaya ve bedenimizi değişik müdahalelerle güzelleştirmeye çalışsak da insan ömrü aynı şekilde uzamıyor ve ömrümüzü yaşlılık dönemine geçmekten kurtaramıyoruz.
Uzun ömürlü olmak, eğer hayatı tüm heyecanları ve zevkleriyle yaşamak mümkünse güzel. Ama ihtiyarlığı ve yaşlılık dönemindeki mağduriyeti yaşatacaksa bir anlamı olmadığı da kesin.
Çocukluk ve bebeklikte olduğu gibi yaşlılık döneminde de hayattan koparak başkalarına muhtaç olma adına ömrümüzü uzun yaşamanın kime güzel geleceğini sormak lazım.
Dünyadan ayrılmak veya hayatın son bulması doğum mucizesiyle dünyaya gelen insan için gayet doğal ve yaşanması olağan bir bedeldir. Çünkü ortada farkında olduğumuz ve kaçınılmaz bir gerçeklik var.
Korku duymak ya da ümitsizliğe kapılmak anlamsızdır. Önemli olan sağlık ve huzur konusunda yaşamı kaliteli kılmaktır. Hastalıklardan ve kendimizin sonunu hazırlayan yıkımlardan kaçınmanın dertlerini edinmeliyiz. Kötü olan afetlere, yıkımlara ve doğal olana karşı birlik ve beraberlik içerisinde olmaktır.
Yaşlılık dönemlerini de hayattan kopmak ve işe yaramama düşüncesiyle her şeyden ayrılmak manasında değerlendirmemek gerekiyor. İnsan her dönemde fayda üzerine hareket etmeli ve kendi içine kapanmadan dış dünya ile ilişkilerini sürdürmelidir.
Yorumlar