TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN İKİLEMİ
Cengiz Haşimoğlu
Önemli bir işsizlik sorununun çözüm adresi olan Tekstil alnının ilimize olan katkısı zirve yapmış durumda. Ancak üst sınırlarda bir üretim seviyesine yükselmiş olan sektörün 2024’ te başlayan ve bu yıl artış göstermesi beklenen önemli sıkıntıları kendini hissettiriyor.
İşsiz ordusuna büyük bir destekle alternatif yaratan sektörün son yıllarda özellikle ilimizde yaptığı açılım ve ortaya koyduğu üretim potansiyeli birçok kişinin ekmek kapısı olmaya yol açtı.
Sabahın erken saatlerinde başlayan servis taşımacılığının yoğunluğu gösteriyor ki ilimizde binlerce insan iş kapısı itibariyle tekstil sektöründe iş imkânına sahip. Her ne kadar sektörün ilimize has düşük ücret oranları sıkıntılar yaratsa da iş olanağının birçok kişi ve aileye katkı sağladığı yadsınamaz.
Ancak bu olumlu durum, sanırım gözlendiği kadarıyla ivmeyi tersine çevirmeye başlayacak. Çünkü sektörün tedarik ve pazarlama alanlarında yaşanan güncel sıkıntılarına bir de başka ülkelerin alternatif olarak ortaya çıkışı eklenecek gibi…
Tekstil sektörünün geçen yıl başlayan daralma (üretime rağmen satışların yapılamaması, üretimin azalması, büyüme ve üretim artışının düşüşü, çalışan sayısının azalmasıyla kapasite seviyesinin azalması, diğer bir anlamıyla Resesyon) sıkıntısı ilimizin ana problemlerinden birini ortaya çıkaracak.
İşsizlik oranlarının artışı…
Tekstil sektöründe kriz yaratacak her türlü sıkıntı, ilimizin yaşayacağı ekonomik krizlere nedensellik temeli olacaktır. Bu alanda üretimin azalması demek, işverenin yanı sıra işçilerin de ekonomik kriz yaşaması demek. Yani işsizlik demek, geçimini sağlayan insanların yeni işsiz ordusuna katılması demek!
Bu yıl tekstil alanında üretim azalması beklentisi ağır basıyor.
Bunu tekstil sahiplerine ve işverene sormak doğru olacaktır. Ama basın yoluyla dile getirilenler takip edildiğinde, sektörün kan kaybı yaşamaya başladığı tespit edilebilmekte. Bu kan kaybının ve tekstilde üretimin azalmasının sebebi olarak dile getirilen ilk neden Mısır ve Bangladeş gibi ülkelerin daha ucuz üretimle piyasaya daha ucuz mal sunması olduğunu belirtiliyor.
İş gücü maliyetlerinin artışı, yani çalışan personel giderlerinin yüksek rakamlara ulaşması diğer bir üretim azalma sebebi olmakta. Mal üretimi için ham madde ve enerji maliyetinin yüksek oranlara ulaşması başka bir sektör krizi nedeni olarak dile getirilmekte.
Ham madde temini ve pazarlama aşamalarında nakit değerin döviz üzerinden yapılması ve döviz artışının yarattığı baskı, tekstil firmalarının finansman dönüşümünde sıkıntılara yol açabilmekte.
Başka ülkelere kayma riskiyle mücadele etme zorunluluğu duyan sektör temsilcilerinin, yeni pazarlar ve iş teklifleri bulma arayışlarının karşısında duran en önemli tehlike düşük maliyetle üretimde bulunan yeni firmaların piyasaya hâkim olma girişimleri.
Ayakta kalma mücadelesiyle rekabete devam eden tekstil firmalarının düşük maliyetli üretimle hareket eden diğer ülkelerdeki firmalarla baş edebilmesi için anlaşmalı olduğu işletmeleri elde tutmaya, yeni pazarlara açılarak yeni işletmeler bulmaya ihtiyacı var.
Tekstil firmalarının iş bulma ve yeni pazarlara girerek işletmelerini kapanma tehlikesinden uzak tutmanın gayretiyle süreci devam ettirmeleri gerekiyor. Kolay değil sektör parçası olmak. Kolay değil ayakta kalarak rekabete katılmak.
Yorumlar