Bir çok yer vardır ki bazı değerlerle tanınır, o değer oranın sembolü kimliği olur, Nil nehri de başta Afrika olmak üzere, özelde Mısır ve Başkenti Kahire’nin her şeyidir, Nil olmasa Mısır olmazdı, Kahire diye bir Şehir hiç olmazdı, bunu demek fazla abartılı olmamalı. Nil Nehri Orta Afrika’dan doğar, 7 Bin Km yol on bir Ülkeyi aşar, geçtiği her ülkeye hayat verir, bu cevheri paylaşmak için bu ülkeler arasında bir dizi antlaşma var. Yolu boyunca onlarca irili ufaklı nehiri içine katar. Mısır devleti içinde 1500 Km kadar yol alır, Kahire Sokaklarına geldiğinde bir harika olur, Denize dökülmeden geniş bir delta, Mısırı besleyecek kadar tarımı sular, görevi bittiğinde Akdeniz’e dökülür. Kahire içinde Nil birkaç kola ayrılır, bir yerlerde tekrar birleşir, tekrar ayrılır, adalar adacıklar oluşturur. Nil çok sakin akan geniş bir su yoludur, çevreye zarar vermeden, üstünde  vapurların teknelerin yüzmesini sağlar. Geniş bir coğrafyaya dağılmış bu  devasa Kahire kentine hayat verir. Mısırlılarda Nil’in bu iyiliği altında kalmamışlar, Nil’in güzelliği için bir çok şey yapmışlar, üstünde görüntüyü bozmadan onlarca Köprü, kenarında lüks restoranlar, seyyar düğün salonları, yüzen dansözlü sazlı restoran, irili ufaklı renga renk tekneler, hani çok görmemek lazım bu güzellikler Kahire ekonomisine çok katkı sağlar, çünkü Nil de Tekne turu atmak çok güzeldir, kenarında yemek yemek çok zevklidir, çok da pahalı değildir. Akşam hava kararınca Nil bir başka güzel oluyor, Nil’in sahilinde Hilton’dan Dedeman’a kadar dünyanın belli başlı Oteller, bu Nil’e ayrı bir renk vermişler, on kat on beş kat olan bu yapılar gece Nil e sarı, kırmızı, yeşil, mavi ama her türlü renkle güzelliğine güzellik katarlar. Havanın kararması ile yüzen düğün salonları, yüzen restoranlar her türlü renge bürünmüş ufak büyük kayıklar, gerçekten görülmesi gereken bir manzaradır, Mısıra giden Kahire kentini ziyaret eden bir kişinin mutlaka ama mutlaka en az bir gününü bu Cennet mekâna ayırması gerekir.