Unutmayalım ki dünya fani ve canı veren Allah, zamanı geldiğinde onu da alır. Ancak bizler, hayatın akışında bu gerçeği sık sık unutuyoruz. Müslüman olduğumuzu söylüyoruz ama ne yazık ki çoğu zaman Allah’ı kandırmaya çalışıyoruz. Peki ya gerçekten Allah varsa ve Kur’an-ı Kerim’de anlatıldığı gibi bir cennet ve cehennem bizi bekliyorsa? O zaman ne olacak, hiç düşündük mü? Kur’an’da açıkça yazıyor: Cehenneme giren bir daha çıkamaz. O ateş, insan bedenini saniyeler içinde yakıp kül edebilecek kadar güçlü ve acımasız. Ve o acıyı iliklerimize kadar hissedeceğiz, feryat figan edeceğiz ama nafile... Bir kez düştük mü, dönüş yok. Allah, insanoğluna doğru yolu göstermek için 25 peygamber gönderdi ve en son olarak Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa ile birlikte Kur’an-ı Kerim’i indirdi. Bu kitap, bizim için bir rehber, bir kılavuz... Ancak geldiğimiz noktada, kaçımız gerçekten Kur’an’a uygun bir yaşam sürüyoruz? Haram olan her şeye elimizi, ayağımızı, dilimizi, gözümüzü uzattık. Öyle ki, şeytan bile bizim hilelerimizi, üçkâğıtçılıklarımızı görse şapkasını çıkarırdı. Düşünebiliyor musunuz? Cinler bile bizim yaptıklarımız karşısında şaşırıp bizden uzak duruyor. Ya Allah gerçekten varsa? (Haşa) Ya ahiret, mezar azabı, sırat köprüsü, amel defteri, melekler varsa? O zaman ne yapacağız? Kur’an-ı Kerim’de her şey açıkça yazılmışken, bazıları kendini şeyh, bazıları alim, bazıları mesih ilan ediyor. Kimisi sakal bırakıp cübbe giyerek en iyi Müslüman benim diyor ama Allah katında bunun ne adı var ne de yeri. Peygamber Efendimiz bile Kur’an’ın dışına çıkmamış, Allah neyi emrettiyse onu anlatmış, ona göre yaşamış. Ama bugünkü dini cemaatlere baktığımızda mal mülk gani, para gani... Oysa Peygamberimizden geriye sadece bir hırka, bir asa, bir terlik ve bir seccade kalmıştı. Kefenin cebi yok. Bu dünyadan sadece ruhumuzla göç edeceğiz. Çok sevdiğimiz kalbimiz bile gitmeyecek, ellerimiz, gözlerimiz, aklımız bile bizimle gelmeyecek. Sadece ruhumuz ve dünyada yaptıklarımız bizimle olacak. Bu yazıyı neden yazıyorum? Çünkü görüyorum ki gittiğimiz yol, Allah’ın yolu değil. Bu yol şeytanın yolu ve bu yolun sonu ahirette ağır bir hesap demek. Hepimizin şimdiden tövbe etmesi, hakikate yönelmesi gerek. Allah’ı kandıramayız. 70 yaşından sonra değil, 7 yaşından itibaren iyi bir insan olmalıyız. Hacca gitmek için yaşlanmayı beklememeliyiz. O yaşta belki ruhumuz huzur bulur ama Allah’ı kandıramayız. Güzel ahlaklı olmak, güzel yazılar yazmak için hoca, imam ya da şeyh olmaya gerek yok. Sadece kalben Allah’a inanmak yeterli. İşte o zaman Allah bize kalp gözümüzü açar ve gerçeği gösterir. Allah hepimizin yardımcısı olsun, hepimizi affetsin. Amin.