Bir çok yazımda İsrail’in güvenliği ve felsefesi ile ilgili yazılar yazmıştım, bugünde Projesi Londra’dan uygulayıcısı ABD Başkanı Tromp olan Abraham Antlaşmasıdır, her ABD başkanı başkanlığı döneminde İsrail’in güvenliği ile ilgili  bir jest bir Hizmet etmek için kendini sorumlu tutar. Abraham antlaşması BAE ve İsrail arasında 2020 tarihinde Bahreyn’in de katılımı ile daha sonra Fas ve Sudanın dahil edilmesi,  Arapların İsrail’le normalleşme sürecinin bir parçasıdır, daha doğrusu ABD nin İsrail’e hizmeti ve Arap ülkelerinin bir bir İsrail’i içlerine sindirmesidir. Bu antlaşmayı Mısır ve Ürdün övdü,  bazı Arap ülkeleri  sessiz kaldı,  en büyük tepki Filistinlilerden geldi, onlar bunu Arap dünyasına bir ihanet, kendilerine saplanan bir hançer olarak yorumladılar. BAE yetkilileri kendileri de inanmadığı bazı açıklamalarda bulundular, İsrail Filistin topraklarında yeni yerleşim yeri açmayacak, ilhak işleri askıya alınacak, fakat bu sadece Filistinlilerin tepkilerini dindirmekten ibaretti. Netenyaho Antlaşmada böyle bir maddenin olmadığını açıkladı, zaten pratikte de Natenyaho’nun dediği oldu. Elbette bu antlaşma yapıldı diye İsrail Arap ülkelerini rahat bırakacak, Ortadoğu’da Arap olmayan bazı ülkelerin işlerine göz yumduğu gibi bir anlam çıkmasın.  İsrail sadece vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için elinden geldiği kadar  ülkesini savaş ortamından uzak tutmak. Mümkün olduğu kadar Arap ülkelerindeki iç karışıklıkları körüklemek, gelişmelerini önlemek. Bu antlaşmanın henüz mürekkebi kurumadan,  BAE ABD den F 35 Savaş uçağını almak istedi, hem de peşin para ile,  ama İsrail bunu engelledi, BAE eli kolu bağlı hiçbir şey yapamadı. Şu an ABD Suudi Arabistan’ı da bu Antlaşmaya dahil etmek istiyor, sorun yine Arapların ABD den alacakları Silahlardır, İsrail kesinlikle ABD’nin bazı Silahlarını Arap ordularından görmek istemez. Mısır, Suriye ve Irak dışındaki tüm Körfez Ülkelerinin orduları Silah bakımından neredeyse tümü ile ABD teknolojisine bağlıdırlar, buda İsrail’in işini kolaylaştırıyor.