KANDİLLER

   Kandil kelimesi aslında dini bir terim değildir. Sonradan bu hayırlı geceler için kullanılan bir söylemdir. Hatta bazı yerlerde o kandil denilen günlerde simit şeklinde halka fakat susamsız bir börek türü yapılıyor o güne has yapıldığı için adına kandil deniliyor.

   Kur-an'da Kadir gecesi geçer ve bu gecede yapılan ibadet bin aya eşdeğerdir der. 
Fakat gün belirlenmemiştir. 
Allah'ın Resulünün hadislerinden anlaşılacağı gibi bu gece Ramazan ayının son on ve tek olan günlerde aranır, Ramazanın 27 si kuvvetle muhtemeldir.

  Kadir gecesinin dışında Kur-an'da  herhangi bir gecenin bahsi geçmez, bunlar hakkında sahih bir hadiste yoktur, varsa da uydurma veya pek rağbet görmeyen sahih olmayan hadislerdir.

   Denilebilir ki, o gecelerde ibadet yapılıyor, mevlit okutuluyor, millet camilere doluyor, zikirler salatlar eda ediliyor, dualar yapılıyor, günün teknolojisi ile Tv'ler  canlı yayınlar yapıyor, ne sakıncası vardır.

   İyi niyetle böyle düşünülebilir ama öyle değildir, aslında çok da zararlıdır.

   Buna bir fıkra ile cevap vermeye çalışayım. Akıldan eksik adamın biri akşam camiye gelir hocam der akşam namazı kaç rekat’tır, hoca ona oğlum üçü farz ikisi sünnet beş rekat’tır.

  Bizim sivri zekalı başlar on rekat üst üste kılar, hoca ona derki oğlum bu olmadı fazla kıldın.

  Adam cevap verir ya be hocam bu da ne yani, insan Allah için ne kadar çok namaz kılarsa o kadar iyi olur.

  Bu fıkrada olduğu gibi ibadetin hası çokta değil, Allah'ın kullarına farz kıldığı ve Resulünde ilave ettiği sünnetlerdir. Bunları yerine getirirsek yeterlidir.

  Bunun dışında ibadet eklemek bizim işimiz değildir olmamalıdır.
Çünkü böyle olursa gün gelir aslını terk eder sonradan ilavelere sarılırız.
Bu da bir dini duruma uğratır tesirsiz eder.