İmam-ı Ebu Hanefi, 699 – 767 yılları arasında yaşamış olup asıl adı Numan bin Sabit’tir. İmam-ı azam olarak bilinir. Bağdat’ta doğmuş ve burada ölmüştür. Milliyeti Fars olarak bilinir. Onun devrinde yaşayan sahabe olmasına rağmen onları görmemiş, onun için tabiin değildir. Ebu Hanife, Emevi ve Abbasi dönemlerinde yaşamış ve onlara boyun eğmemiştir. Bundan dolayı Abasi halifesi “Ebu Cafer” tarafından Bağdat’ta hapse konulmuş, işkence ve zehirlenme sonucu öldürülmüştür. Onun son 18 yılı Abbasilere denk gelir. Suni fıkhın en büyük üstatlarındandır. Dört mezhebin büyüğü olan Hanefi mezhebinin kurucusudur. O küfür ile suçlanıp öldürüldü ama esas neden boyun eğmeyişiydi. Bugün İslam alemi çoğunlukla onun mezhebi ve felsefesini paylaşır. Söylediği bazı ilkeler ancak bir İslam mücahidine yakışır: --Bir insanın mümin oluşu ibadeti belirlemez. --Kimin cennete veya cehenneme gideceğini Allahtan başka kimse bilmez. --Beşeri ilişkilerde dindarlık ölçü değildir. --Namaz kıldırıp para almak helal değildir. --Din için toprak gasp etmek meşru değildir. --Evlenme ve eş seçme hakkı kadının kendisine aittir. --Arapça kutsal değildir. Kutsal olan onun manasıdır. --Allahın elçileri Allahın kitabına aykırı konuşmazlar. --Kurana ve akla aykırı rivayetler ( hadisler ) kaynağı ne olursa olsun reddedilir. --İslam’da evliya diye bir sınıf yoktur. Her mümin Allahın dostudur. --Haram para ile hayır olmaz. --İslam akıl ve vahiy dinidir. Aklı olmayanın dini yoktur. --Zulüm yapan idareciye hediye verilmez, hediyesi alınmaz. --  Arap olmayan Müslümanlar kendi anadilleri ile ibadet yapabilirler. Ne yazıktır ki İmam Ebu Hanife’nin bu gibi şer’i görüşleri ona ölümle sonuçlanan zindan hayatını getirdi.