“Çocuklar dünya karşısında yenik büyüyordu.

Babalarından başka doğru bilmeden yaşlanıyordu erkekler.

Çarşılar evleri çoktan teslim almıştı.

Kızlar şarkısını kimseye söyleyemiyordu.

Sokaklardan esen güneş değil, geri çekilme duygusuydu.

Annelerin sütünde ışık yoktu. (…)”Şükrü Erbaş,

 

Çocukluğumdan beri erk’ek muhabbetlerini dinlemeyi severim. Beş yaşlarımda çıkmışım sokağaBabamla. Engelsiz gezdirirdibeni mesela,hatırlı’yorum.

Artvinli bir ailenin çocuğudur Babam. Çocukyaşlarınd Batman’a gelmişler. Sonra Dedem de erken ölünce dönmemişler memlekete. Nasıl dönsün? İki tarafa da hiç ait olamamış çünkü.

Eğitimli bir adamın kızısınız. Adam topluma örnek biri. Her sabah ‘Ben gidiyorum. Gelmek isteyen varsa gezdiririm. Bir de çay ısmarlarım.” Derdi. Büyük. Ürün sevinçle koşar yapışırdım bacaklarına. Hemen elimden tutardı sıkı sıkı. Annenden izin al derdi. Çıkardık.Batman’ın 1970’li yıllarının sonlarına dek, arkadaş sohbetlerine karışan gürültülü  kahvehanelerine götürdü beni. Bu sık rastlanılan bir durum değildi ama Babam da sıradan bir adam olmadı hiç.????✌️ 

Bir insanın sığınağıdır çocukluğu. En güvenli yıllarımı iyi ki çocukluğumda yaşamışım. Neyse hikayeye dönelim????Bak kızım derdi evden çıkmadan önce Ali Babam; gittiğimiz her yeri, herkesi ve her şeyi sessizce izle. Büyüdüğünde ‘kadın’ olduğun için bu toplumda bu kadar rahat gözlem yapamayacaksın. Erk’ek toplum anlayışı seni hep arka plana atmaya çalışacak ve sana hayatta karşılığı olacak herhangi bir şey öğretmemek için de engeller çıkaracaklar. Sen hep özgür ol.’ Şaşkın şaşkın bakardım Babamın kahve telveli gözlerine. ‘Çünkü...’, diye eklerdi, ‘(...) kadının görmüşünden, bilmişinden çekinir bu toplum. Sen gel benimle, her şeyi gözlemle ki hayatı bilesin.’

Ah Babacığım ahh. Ne güzel adamsın sen.Erk’ek toplumunda tanıdığım en güzel adamlardan birisin sen.

Ayakları ahşap, sarı örgülü kürsülerde oturan onlarca insanın arasına dalardık her Cumartesi:

‘Selamın aleyküm’

‘Aleyküme selammmm.’

Taşlarıbir bir masaya çakarken gülümseyen yüzler gündelik konuşmalarına, laf atmalarına devam ederlerdi.

‘Ooooo kimler gelmiş?’

‘Nasılsınız Ali Bey, prenses?’

‘Fatoş Hanım da buralardaymış.????Hoş geldin, sefalar getirdin prenses.????’ 

Gülümseyen tokalaşmalar arasında babasının elinden sıkıca tutmuş bacak kadar ben, kahve tadında bakardım bu her yaştan parlak bakışlı adamlara.. Gözlerimi bu manzaradan ayıracak olsam sanki ödül almış bir filmi kaçıracakmışım hissine kapılırdım.Haaa biz ailece haftada en az iki de film izlerdik o da başka bir hikaye. 

Klasikleşen selam kelamlardan sonra Babam ortaya konuşurdu: 

‘Kız satıyorum. Alan var mı? ‘

Hahaha. Bu cümle bana hayatın traji-komik tüm yanlarında, kendimi doğru algılamamda, iyi gelmiştir. Asla kimsenin satın alamayacağı bir yürek hediye etmiştir çünkü bu Baba kızına.

‘Kız satıyorum. Alan var mı?’ 

Tüm gözler üzerime çevrilir, kimi hemen oğullarından bahseder: ‘ Gel kızımız ol hem senden daha güzelini mi bulacağız?’ diye seslenir kimisi de ‘Bende oğlan yok ama buluruz bir kısmet.’ diye takılırlardı Babamla birbirlerine. Varlığım böylece onay bulurdu.. Hepsi devrimciydi, hepsi yürekli adamlardı, hepsi  iyi kitap okurdu, hepsi güzel insanlardı. Fatma; kendine güvenli, akıllı, sorgulayan bir kız olmalıydı. Aslında tüm dert de buydu. 

Gündelik hayattan, işçi sınıfından, siyasetten, etin kilosundan, insanın mayasından konuşulurdu bol bol ama bir de yan masalar vardı ki onlar pişpirik oynar, bıyık altı bakar, surat asar, taş çalar, birbirlerine yüksek sesle bağırırlardı. 

Yıllar geçti büyüdük. Ben yine hep kulak kabarttım erk’ek muhabbetlerine amma bu kez o devrimci amcalar yoktu çevrede. Yan masada oturanlar çepeçevre sarmışlardı etrafı: 

1980’lerde ‘Kes traşı babalık’la geçti ömrüm.

1990’larda ‘Felsefe yapma.’ deyip durdular birbirlerine.

2000’lerde ‘Uzatma, saygılı davran.’ dediler.

2010’larda da ‘Boş yapma, boooşşşşş’ diyen diyene.

2020 mottosu da sanırım ‘Haddini bil. Reisin Kongrelerinde biz  maskemizi sadece su içmek için çıkartıyoruz.  Ayrıca mesafemiz uzaktan az gibi görünse de aslında çok.’olabilir amma Corona ne der onu bilmem

Bize yeni bir vizyon lazım.

Selam, sevgi

 

Fatma Şimşekoğlu Terzi