Her organın orucu ve bu oruç karşılığında alacağı bir mükâfat vardır.
Bu organlar oruçlarını tuttuklarında her bir organın karşılık olarak elde ettiği bir ödüldür.
Muhyiddin İbnü’l Arabî Hazretleri Fütûhât-ı Medeniyye’de uzuvların orucu üzerine şu hatırlatmalarda bulunur: Hakikî oruç, yemeyi ve içmeyi terk etmek değil bütün organların orucudur.
Ey Adam! Hakîkî oruç, yemeyi içmeyi terk etmek değildir. Gerçek oruç ancak organları günahlardan uzak tutarak kontrol altına almaktır;
ORGANLARIN ORUCU
Dilin orucu; “Birbirinizin gıybetini yapmayın!” âyeti (el-Hucurât 49’12)
Gözün orucu; “Mü’milere söyle gözlerini (haramdan) sakınsınlar” âyeti (en-Nûr 24/30)
Kulağın orucu; “Kur’an okunduğunda onu dinleyin ve susun” âyeti (el-A’râf 7/204)
Elin orucu; “Kendilerine ellerinizi çekin denilenleri görmedin mi?” âyeti (en-Nisâ 4/77)
Ayağın orucu; “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme” âyeti (Lokmân 31/18)
Karnın orucu; “Mallarınızı aranızda bâtıl yolarla yemeyiniz” âyeti, (el-Bakara 2/188)
Avret organın orucu; “Ve zinâya yaklaşmayın” âyetidir. (el-İsrâ 17/32)
ORUÇ TUTAN ORGANLARIN ÖDÜLLERİ
Her organın, orucu karşılığında alacağı bir mükâfat vardır.
Bu organlar oruçlarını tuttuklarında her bir organın karşılık olarak elde ettiği bir ödülü vardır;
Ayakların ödülü; “Oraya barış içerisinde ve güvenle giriniz” âyeti (el-Hicr 15/46)
Elin ödülü; “Orada içilince boş söz söyletmeyen ve günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar” âyeti (et-Tür 52/23)
Avret yerinin ücreti; “Ve biz onların siyah iri gözlü hûrilerle evlendirmişizdir” âyeti (ed-Duhân 44/54)
Dilin ödülü; “Onların duaları orada “Allahım! Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim” demeleri, birbirlerine esenlik dilemeleri ise “Selâm” demeleridir” âyeti (Yûnus 10/10)
Karnın ödülü; “Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık olarak afiyetle yiyiniz ve içiniz” âyetidir. (el-Hakka 69/24)
Kulağın ödülü; “Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey, bilâkis, onlara hitâben söylenen “Selâm, Selâm” sözlerini işitirler” âyetidir. (el-Vâkı’a 56/25-26)
Gözün ödülü ise; “O gün parlak yüzler vardır Rablerine bakan” âyetidir. (el-Kıyâme 75/22-23)
Kaynak: Rabia Brodbeck, Altınoluk Dergisi, Sayı: 388