Her şey insan ve ihtiyaçlarını giderme üzerine kurulmuş. Varlığın da var olan nimetlerin de aktör olan insana olan hizmeti oranında değer kazandığını görüyoruz.
Çünkü ilahi olan sır da bunun hikmetinde gizli. Sadece tüketim ürünü yiyecek-içecekler değil, nesneler, eşyalar, canlılar, varlık niteliğindeki tüm unsurların merkezinde insan vardır.
Ama madalyonun diğer yüzü bazı çirkinlikleri görmemize engel değil. Çirkin olan ve olmaması gereken de “İsraf” ve “Ziyan Etme” kavramlarının unutulan tanımlarıdır. İsraf, gereğinden fazlasını kullanma-tüketme anlamında kullanılan bir savurganlık halidir. Ziyan Etme de boş yere harcama, lazım-ihtiyaç dışında kullanarak yok olmasına sebep olma anlamı taşır.
Yani gıda israfı, savurganlığı, ziyan edilmesi alanında rekor sayılacak bir başarısızlığa sahibiz. Dünyada üçüncü ülke olarak savurganlık-israf konusunda liderlik yapıyoruz.
Tarımsal ve hayvansal ürünlerin insanoğluna sunduğu nimetler ve üretim sürecinde gıda maddelerinin hazır hale getirilerek tüketime sunulmasına kadar harcanan emek ve zamanın tek bir hedefi olduğu unutuluyor. Tek amacın gıda ve beslenme ihtiyacının karşılanması olduğu ve yaşam sürecinin devamını sağlama adına insan için faydalar yaratma hedefi gözeten ekonomi biliminin tıkandığı nokta burası!
Üretim faktörleri ekonominin temel dayanakları olarak dörtlü bir ayrımla karşımıza çıkar. Yani mal ve hizmetlerin elde edilerek kullanılması için gereken üretim kaynakları vardır. İşgücü (Emek), Sermaye, Doğal Kaynaklar ve Teşebbüs (Girişimde bulunmak) şeklinde insan ihtiyaçlarına kaynak olan temel faktörlerin ana ilkesinin aktörü insan, sahnesi de insanın yaşam alanlarıdır.
İnsanın yaşam alanlarını kaplayan ekonomik döngünün merkezi eylem planı “İhtiyaçların karşılanması, giderilerek arz-talep zincirinde kullanıma sunulması” olduğundan, “İhtiyaçlar nasıl karşılanır?” sorusunun yanıtı iki başlıkta toplanan bir sonucu önümüze koyuyor: Mal üretmek ve Hizmet sunmak...
Kıt kaynaklar ve artan nüfus oranlarını dengelemenin gayreti ile gelecek kurguları yapmanın zamanıdır. İklim şartları ve küresel iklim değişikliklerinin gelecekte veya yakın bir zamanda karşımıza neleri çıkaracağı belli değil. Çünkü gıda ürünleri ve üretim maddeleri önümüze-soframıza gelene kadar çok sayıda aşamadan geçerken, toprak ve su başta olmak üzere birçok unsurdan yardım almakta.
Her ne kadar üretim esnasında kayıplar meydana gelerek yiyecek ve gıda ürünleri heba oluyorsa da korumayı bilmek, zarar görmeden bizim tüketimimize sunulmasını sağlamak için teknolojik temelleri iyi kurmak gerekiyor.
Kişi olarak ihtiyaç duyulanı yeteri miktarda almak ve fazlasına yönelmemek çözüm olabilir. Alışveriş yapmanın da bir tarzı ve seviyesi vardır. Doyumsuzluk veya fazla tüketim adına çok miktarda ya da lazım olmayan dışında yapılan alımların sonu Çöplük olmakta.
Özellikle alışveriş öncesi sadece ihtiyaç duyulan gıdaların alınması noktasında yapılacak listenin dışına çıkmamak gerekiyor. Bir de bulamayan, ulaşamayan, açlığı yaşayan, muhtaç olanların haklarının da olduğu; Alınan fazla ürünlerin ya da kullanılamayan yiyeceklerin israf edilmesi, çöpe atılması yerine beklenti sahiplerine ulaştırılması unutulmamalıdır.