KURBAN DUASI
Aytekin Dal
Yine Câbir (r.a.) şöyle anlatır:
“Bir Kurban Bayramı’nda, Allah Resûlü ile musallâda/namazgâhta hazır bulundum. Hutbesini tamamlayınca minberinden indi. Kurbanlık bir koç getirildi. Resûlullah onu kendi eliyle kesti. Keserken de şöyle buyurdu:
«Bismillahi vallâhu ekber. Bu, benim adıma ve ümmetimden kurban kesemeyenler adınadır!»” (Tirmizî, Edâhî, 20/1521)
Bu hadislerin ifade ettiği hüküm Allah Resûlü’ne hastır. Bizim kestiğimiz bir kurban birden fazla kişinin yerine geçmez. Bu rivâyetlerde aynı zamanda, Fahr-i Kâinât Efendimiz’in ümmetine ne kadar düşkün olduğu da görülmektedir.
Abdullâh bin Kurt (r.a.) şöyle anlatır:
Resûlullah, Efendimize beş veya altı tane kurbanlık deve getirilmişti. Develer, hangimizden başlayacak diye Peygamber Efendimize yaklaşmaya başladılar.[7] Develer kesilip yanları ve başları yere düşünce Resûlullah Efendimiz hafif sesle bir şey söyledi, ancak anlayamadım. (Önümdeki şahsa):
“−Ne buyurdu?” diye sordum:
“−«İsteyen bu kurbandan kesip alabilir» buyuruyor” dedi. (Ebû Dâvûd, Menâsık, 19/1765; Hâkim, IV, 246/7522)
İhramda bulunan hacılar kurbanlarını kesmedikçe, tıraş olup ihramdan çıkamadıkları gibi, memleketlerinde kurban kesecek Müslümanların da Zilhicce ayının hilâli görüldükten sonra kurbanlarını kesinceye kadar saç ve tırnaklarını kestirmemeleri uygun olur.[8]
Bu davranış, hacılara benzemek ve müslümanlar arasındaki inanç birliğinin, mümkün mertebe cihanşümul karakterde davranış birliğine dönüşmesine katkıda bulunmak içindir.
Böyle davranmanın diğer bir hikmeti de, kurban kesen kişinin bütün hücreleriyle birlikte cehennemden azad olmasını sağlamaktır. Çünkü, Cenabı Hak kurban edilen hayvanın her bir azasına mukabil, kurban kesen kulunun o uzvunu cehennemden azad etmektedir.
Kurban, usulünce kesilip parçalandıktan sonra etinden yemeli ve başkalarına da ikram etmelidir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
“…Artık ondan, hem kendiniz yiyin, hem de yoksula, fakire yedirin!.” (Hac 22/28, 36)
Müstehap olan, kurbanı üçe taksim edip bir kısmını evde yemek, bir kısmını eşe dosta ikrâm etmek, bir kısmını da fukaraya dağıtmaktır. (Ebû Dâvud, Edâhî, 9-10/2813)
Cemiyet içinde ihtiyaç olduğunda kurban etlerinin bir an evvel infâk edilmesi teşvik edilmiştir. Bir defasında Resûlullâh Efendimiz (bayram hutbesinde):
“‒Sizden kim kurban keserse, bayramın üçüncü gününden sonra evinde kurban etinden bir şey kalmasın!” buyurmuşlardı. Ertesi sene gelince sahâbîler:
“‒Yâ Resûlallâh! Yine geçen sene yaptığımız gibi mi yapalım?” diye sordular. Resûlullâh Efendimiz şöyle cevap verdiler:
“‒Bu sene kendiniz yiyiniz, başkalarına yediriniz ve daha sonra yemek için saklayınız! Geçen sene insanlar geçim sıkıntısı çekiyorlardı. Bu sebeple onlara bu hususta yardımcı olmanızı istemiştim.” (Buhârî, Edâhî, 16)
Yorumlar