İnsanın anne ve babasından sonra en yakını kardeşleridir.
Çünkü kardeşler, aynı anne ve babadan dünyaya gelmişler, aynı çatı altında büyümüşler, hatta çoğu zaman aynı his ve duyguları paylaşmışlardır.
Kardeşlerin diğer yakın akrabalara oranla, çok daha fazla ortak yönleri bulunmaktadır. Kardeşler, birbirini tamamlayan bir madalyonun iki tarafı gibidirler.
Bundan dolayıdır ki, bu birlik hiçbir şekilde bozulmamalı, kardeşler birbirlerinden asla uzaklaşmamalıdır.
Kardeşler arasındaki ilişkiler yaş itibarıyla önem arz eder.
Dinimiz, büyük kardeşleri, küçük kardeşler karşısında anne ve babalar gibi farz etmiş ve onlara sorumluluklar yüklemiştir.
Öyle ki, babanın bulunmadığı anlarda, küçük erkek kardeş, büyük kardeşini baba gibi bilir. Aynı şekilde annesini kaybeden küçük kız kardeş, ablasını anne yerinde görür.
İşte bu gerçeği Peygamber Efendimiz (s.a.v.), şu mübarek hadîs-i şerîfinde çok veciz bir ifade ile beyan buyurmuş ve kardeşler arasındaki bu hak ve hukuku bildirmiştir: “Büyük kardeşin küçük kardeşler üzerindeki hakkı, anne babanın çocukları üzerindeki hakkı gibidir.”[1] Bir başka hadîs-i şerîf ise şöyledir:
“Kardeşlerden en büyüğü baba mesabesindedir.”[2] Bu sebepledir ki, büyük kardeşler anne ve baba sorumluluğu ile hareket etmeli, küçük kardeşler de anne ve babalarına göstermiş oldukları saygının benzerini abla ve ağabeylerine karşı sergilemelidirler.
Bunun da ötesinde bazı sorumlukları hukuk çerçevesinde yerine getirmelidirler.
YORUMLAR