İnananlar için en değerli ay ve en kutsi günler geride kaldı; Ramazan Bayramı’na kavuştuk.

Kutsal ay olan Ramazan öncelikle hoşgörü ve dayanışma ayıdır. Birbirimizi anlayıp hoşgörüyle birbirimize yaklaşmamız gereken ayda maalesef hepimiz öfke ve kinle Ramazan geçirdik.

Sadece bu topraklarda yaşayan insanlar olarak değil dünyanın tüm bölgelerindeki insanlar aynı şekil acı ve öfke biriktiriyor. Kimseler sakince bir şeyler yapmıyor ve en kötüsü kimse kimseyi sevmiyor.

Milyonlarca insan aç, milyonlarcası evsiz, milyonlarcası işsiz, milyonlarcası hasta, milyonlarcası temiz su dahi bulamıyor. Ama aynı zamanda milyonlarcası zevk sefa peşinde, milyonlarcası israf ediyor, milyonlarcası kendisinden başka kimseyi düşünmüyor.

Dünya tarihinin en kötü yıllarına tanıklık ediyoruz.

Ve biz insanlar bu yılları daha da kötüleştiriyoruz. Birkaç yıl sonra tamamen hayıflanacağımızı bilerek parti ve gruplar yüzünden birbirimizi yok etmek öldürmek için çabalıyoruz. Sığ fikirler ve hareketlerle hayatımızı daha da iğrenç hale getiriyoruz.

Farklı siyasi görüşlerden olduğumuz için birbirimizi sevmeyi bile bırakıp düşman olmayı tercih ediyoruz.

Bir partiyi savunanı her zaman yalaka diğer bir partiyi savunanı ise her zaman ülke düşmanı olarak görüyoruz. Hiçbir zaman başka bir yol düşünmüyoruz.

Bayramlar bu başka bir yol için önemli dönemlerdir.

Biz insanlar yan yana gelerek, ziyaretlerle kaybettiğimiz güzellikleri tekrar kazanabiliriz. Düşünceler ve partilerden dolayı kimsenin kimseye yüzünü dahi asmaması gerektiğini bilmeliyiz. Particilik hiçbir zaman hiçbir ülkeyi kurtarmamıştır. Bizi asıl kurtaran insanlığa fayda düsturudur.

Kim insanlığa ne denli fayda gösterirse o oranda değerlidir ve desteklenmelidir ama kör bir particilik ile gelecek olan hiçbir fayda yoktur. Partiler kapanır gider düşünceler ilelebettir.

İnsanların evleri şehirleri yıkıldı, çocukları öldürüldü, hala aydınlanamayan bir darbe girişimi oldu onlarca insan öldürüldü, bu darbe sonunda binlerce insan bazı nedenlerle işsiz kaldı, vekiller hapislerde, onlarca kişi açlık grevinde iki akademisyen yüz günü aşkındır açlık grevinde ve kritik eşikteler.

Saydığım olayları her partiye mensup kişiler farklı yorumlayıp farklı sonuçlar çıkarıyor. Parti görüşünden dolayı hepsi bir diğerini suçluyor. Ama asıl suçun kaynağı nedir. Tabi ki: sevgisizlik ve öfke.

İnsanlar binyıllardır birbirlerini sevmeyi öğrenemedi. Yapabildikleri ve becerebildikleri tek şey düşmanlık. Şimdiye kadar ne çektiysek de bu düşmanlıktan çektik.

Bayram geldi ve insanlar birbirini ziyaret ederek sevgiyi büyütebilir. Öfkenin, taraftarlığın değil sevginin tohumlarını ekmeliyiz. Partileri değil insanları ve güzel düşünceleri sevmeliyiz.

Kardeşliğin ve dostluğun geliştiği, insan düşüncesinin, emeğinin değerli görüldüğü savaşların son bulduğu bir bayram ve dünya umuduyla.

Bayramımız hayırlı olsun