Uzun yıllar boyunca Amerika kıtasındaki Kızılderilileri etkisizleştirdikten sonra uzak diyarlara köle ticaretine giriştiler. Hazırladıkları özel yelkenli gemilerle on bin km uzaklara kadar Afrika kıtasının her tarafına çıktılar. Siyah insanların avını yaptılar. Kadın çocuk demeden burada yapılan zulümler, kıyımlar, işkenceler, tecavüzler akla hayale gelmeyen insanlık dışı uygulamalarla on binlerce insanı yurtlarından alıp uzak bir diyara götürüp, bir daha vatanlarına dönmemek üzere köleleştirip pazarlarda sattılar. 1980’li yıllarda Kökler adlı 12 bölümden oluşan bir dizi film, bu dramı çok güzel bir şekilde gözler önüne seriyordu. Öyle olmuştu ki o zamanlar kıt Tvlerle her kesi o gece ekran başına bağlamıştı. Siyah insanlara çektirilen bu dramı konu alan bu dizi film yıllar boyu insanların belleğinden çıkmadı. Bu filmin kahramanı siyahi “Kunta Kinte” yıllarca dillerden düşmedi. Başta söylemiştim. Burası Amerika. İnsanı ile coğrafyası ile çok ilginç ve tuhaf bir yerdir çünkü böylesi kara leke olan olaylar yapılan devletler tarafından hep saklanır ve kabul etmezler ama Amerikalılar bunun aksini yapıyorlar. Bugün Kızılderililerin ve Siyahların durumunu sansürsüz bir şekilde göz önüne seren çok sayıda film ABD’li sanatçılar tarafından çevrilip dünyaya servis ediliyor. Zalimlerin yaptıkları bu zulmü, torunları bir bir, sansür uygulamadan canlandırıp hem dünyaya daha da önemlisi o zulüm yaptıkları insanların torunlarına çekinmeden gösteriyorlar. Doğrusu bu dünyada çok az görülen bir olay dizisidir. 2018 yılının haziran ayında yeğenim Sertaç’ın yardımı ile gittiğim ABD’de Meriland eyaletinin Baltimur kenti limanında demirlenmiş iki adet eski yelkenli geminin rıhtımda bağlı olduğunu gördüm. Yeğenim ‘ bak amca şu iki gemi o köle ticaretinde kullanılan gemilerdir. Şu an müze olarak kullanılıyor. Yaptıkları o zulümler, o utanç verici olaylar hepsi canlı bir şekilde müzeleştirilmiş.’dedi. Gerçekten bu ABD’liler tuhaftır. Bu mesajı kime ve niye veriyorlar.