ABD çok ilginç bir coğrafyadır. Orda hüküm sürenler de tuhaftırlar. İyiler mi kötüler mi insan çıkaramıyor. ABD’liler deyince tabii ki 16.yy’dan sonra oraya yerleşen Avrupalılar demek oluyor. Ordaki yerli halk olan Kızılderililer bir önceki yazıda beyaz dedikleri kişiler tarafından ne gibi zulümlere uğradıklarını az da olsa söylemiştim. ABD siyasetiyle de ilginçtir. Bugün için dünyanın en gelişmiş demokrasisi olarak kabul görüyor. Bir ABD başkanı ayni zamanda bir dünya başkanıdır. Zira dünyada her yerde vardırlar. Her yerde sözleri geçer. ABD’nin başkanları dünyada bir devlet kurdurabilirler, istedikleri zaman başka bir devleti karıştırabilirler, rejim değişikliği yaptırabilirler ve hatta bir devleti bölüp parçalayabilirler ama kendi vatanında bir valinin, bir Belediye reisinin, bir savcının yerini değiştiremezler. Buna teşebbüs bile edemezler. ABD’de bir başka trajedi olan siyahların durumuna bir göz atmak istiyorum. Her ne kadar bugün için siyahlar ABD’de, Devlet başkan, Genel kurmay başkanı, bakan ve her türlü göreve gelebiliyorlarsa ve bu hakka sahipseler de geçmişleri çok acı hatıralarla doludur. 1492’de Portekizli Kristof Kolomb tarafından keşfedilen Amerika kıtası, önceleri bu keşif olarak kabul görmedi. Sandılar ki burası Avrupa civarında bir kara parçası veya bir adalar grubudur. Bunun için Kirostof Kolomb ölümle cezalandırıldı çünkü o yeni bir ülke keşfettiğini söylemişti. Çok büyük bir masrafla Portekiz’den 5 bin km uzaktaki bu ülkeye geldi ama o da büyük bir ülke keşfettiğini anlamadı ve bu yanılgıyı hayatıyla ödedi. Yıllar sonra bu keşif anlaşıldığı zaman Avrupalılar bu güzel coğrafyaya akın akın yerleşirler. Yerleşen Avrupalılar Washington civarı olan doğu kıyılarına çıktılar. Burada Meriland eyaletinde Baltimour, hemen yanı başında Pensilvanya’da Bilefeld şehirlerini kurdular. Daha sonra bu iki şehrin limanları siyah insanı köleleştirmek için kullanılacaktır.