Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU İHTİYACI

Sıradan hale gelmek!

Olağan hale dönüşmek ve söz olsun diye yapmak!

Yaşanan süreçte hayatımızın birçok alanında monotonlaşan ve aslında hiçbir değeri ve anlamı kalmayan bazı şeyleri sadece dile getirmek ve önem veriyormuş gibi davranmak zorunluluğu yaşanıyor.

Öğretmenler Günü de buna gösterilecek en bariz örnek!

Çünkü tüm kurumsal kimliklerde ve çalışan personel de olduğu gibi sayısı bir milyonu geçen aktörüyle öğretmenler camiası da değeri ve statüsü itibariyle olağanlaşma ve monotonlaşma sürecinin mağduru durumunda.

Eskide kaldı devleti temsil eden, çalıştığı kurumun hizmetini sunan ve kendi hayatını mesleği ile özdeşleştirerek insana ve çevreye fayda sağlamaya çalışanlara verilen değer ve önem! Bu değerin yok olmasında çevresel etmenler kadar eğitimci kimlik sahibi olanların da hatası yok değil.

Zaten çalışanlar da böylesi bir değer görme beklentisine sahip değil. Sadece yapılan işin risksiz ve güvenli olması konusunda hassasiyet taşıyan meslek gruplarının birer elemanı olarak geçimini ve kazancını gidermeye uğraşan bir statü var karşımızda. Çünkü kaybolan değerler yerini saldırı ve şiddete yol açan girişimlere bıraktı.

Öğretmenler Günü olan 24 Kasım tarihi doğrusu çoğu eğitimci tarafından pek bir anlam ifade etmiyorsa, nedeni, birkaç cümle ile geçiştirilen iltifatların ve yapılan açıklamaların yarattığı değersizlik yüzündendir. Sadece öğretmenin kendini değerli hissettiği kısa bir zaman dilimi var. O gün karşısına tüm saflığıyla ve tüm temiz duygularıyla çıkan öğrencisinin bakışlarında yakaladığı minnettarlığın masumiyeti…

O kadar!

Yani zaman ve teknolojik evrimleşmenin yok ettiği duyguların talihsizliğini yaşayan Öğretmen için tek bir beklenti kalıyor: Özlük Hakları

Garip olan şey şimdiye kadar Kanun olarak öğretmenlerin hakları ve mesleki donanımı konusunda hiçbir yasal düzenlemenin yapılmaması! Yani “Öğretmenlik Meslek Kanunu” diye meslek grubunu bütün olarak ele alan bir yasal dayanak ve kanunun olmaması büyük eksiklik yaratıyor.

Bu manada Eğitim Bir-Sen tarafından yapılan basın açıklaması ve Başkan Mehmet ERGİN’ in dillendirdiği şekli ile “1 milyon 200 bini bulan eğitimci sayısına karşılık, öğretmenlerin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar olan süreçte öğretmenlik mesleğini kapsayan bir kanunun olmaması eksikliktir” değinimi, var olan açlığı ortaya koyuyor.

Sendikal bazda dile getirilen, ama yüzbinlerin beklentilerine ve haklarına yanıt olan bütüncül bir kanunun eksikliği, eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı kariyer mesleğine uygun bir yasal zemine oturtulmalıdır.

Sayın ERGİN’ in ortak söylemleri bir araya getiren şu sözleri bir an önce harekete geçilmesi gereken bir zorunlu adımı kaçınılmaz kılıyor: “Kanaatimizce öğretmenlerin itibarının daha da artması, haklarının korunması; yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun ivedilikle yürürlüğe konulması elzemdir.”

2018 yılında sendika tarafından hazırlanan “Öğretmenlik Meslek Kanunu İhtiyaç ve Öneriler” başlıklı raporla genel çerçevesi belirlenen kanun beklentisinin bir an önce tasarı haline getirilerek yasalaşması için daha fazla beklemeye gerek olmadığı ortada.

Öğretmenlerin yasalaşmasını beklediği konular da Memur Kimliği taşıyan bir resmi personelin sahip olması gereken yasal sınırları içeriyor. Resmi eğitim kurumlarındaki tüm öğretmenlerin Kadrolu olarak istihdam edilmesi; Kariyer basamaklarının hayata geçirilmesi; Zorunlu hizmet bölgeleri uygulaması yerine teşvik edici uygulamalar getirilmesi; Eğitim kurumu yöneticiliğinin ikinci görev değil, kalıcı kadro olarak düzenlenmesi; Öğretmenlerin atanması ve yer değiştirmesi; Öğretmen Yetiştiren Yüksek Öğretim Kurumlarının gözden geçirilmesi; Liyakat ve Yeterlilik kriterlerinin göz önünde tutulması; Yönetici ve öğretmenlerin Mali hak, yetki ve sorumluluklarının yükseltilmesine kadar bir dizi yasal hakları düzenlemenin zamanıdır.

“24 Kasım’da öğretmenlerimize verilebilecek en büyük müjde, özlük haklarını koruyup geliştirecek, çalışma şartlarını iyileştirecek, uğradıkları şiddeti önleyecek, sorunlarına çözüm üretecek ve mesleklerinin itibarını hak ettiği yere taşıyacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun gündem edinilmesi gerekiyor” sözleri Eğitim Bir-Sen ve İl Yönetim Kurulunun çözüm konusunda geliştirdiği önemli bir açılımı özünde barındırıyor.

Tüm meslek grupları gibi Öğretmenlik Mesleği’ nin de yaşanan zaman diliminde geçici ve günlük minnettarlık ve övgülerle hatırlanmaktan çıkarılıp, yasal düzenlemelerle “Mesleki Kanun” haline dönüştürülüp, Özlük Haklarının tamamının güvence altına alınması gerekiyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER