Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

DELİLİK VEYA DELİ OLMAK

Konumuz psikoloji biliminin incelediği ve psikiyatri branşının uğraştığı Akıl Hastalıkları değil! Ama dolaylı da olsa değinilecek noktaları var.

“Akıllı olup insanların derdini çekmektense, deli olup insanlara yük olmak” sözünün haklı bir söylem olduğunu savunmamızı gerektiren zamanları yaşıyoruz. Çünkü normal olan ile anormal arasında sınırları kaldıran insan, doğal olanı da bozma cesaretini gösteriyor.

Yaratılışı itibariyle tüm canlılardan farklı olarak Akıl ve İrade gibi iki önemli yetenek ile taçlanan insanoğlunun sahip olduğu zenginlik her zaman ve her yerde, her insan için anlam ifade etmiyor. Çünkü akıl gücünün kullanılamadığı veya dengesizleştiği anlarda, tıpkı organizmamız ve bedensel yapımız gibi tahribata uğrayarak normal işleyişini yitirme özelliğine sahiptir.

Yani bedensel yapımız ve organik fiziki bütünlüğümüz gibi akıl yeteneği ve zekâ işleyişi de bazı şartlarda görevini yerine getirebilmekte. Hastalıklar, tahribatlar, olaylar, hayati engeller, psikolojik yıkımlar, duyusal ve düşünsel aşırılıklar gibi etmenler insanın sağlıklı düşünmesini ortadan kaldırabilecek etkenleri özünde barındırır.

Bu alan Ruh Bilim ve Psikiyatri bölümünün hastalık adı altında tedavi amacı güden faaliyetlerin uğraş alanını işaret eder. Söyleyeceklerimiz daha çok toplumsal yaşam alanlarında normal kabul edilmeyen veya normal davranmadıkları için garip karşılanan insan ve olaylarla alakalı.

Akıl sağlığı (zihinsel bozukluk, ruhsal boşluk) ve akıl dengesizliği farklıdır; Delilik denen anormal davranışlarda bulunma veya beklenen davranışları gösterememek farklıdır.

Delilik ya da çılgınca davranışlar-konuşmalar günlük hayat içerisinde normal kabul edilen eylemlere göre davranma dışında, toplumun kurallarına uyma zorluğu gösteren insan tiplerini tanımlamada kullanılmaktadır. Tüm insanlar açısından düşünce, davranış ve inanç bakımından kabul edilen hareketlerde bulunmamak veya tepki çeken aykırı hareketlerde bulunmak itibariyle anormal özellikleri taşımak anlamı yüklenmektedir.

Sosyal kimlik haline dönüşebilen delilik halinde, her insanın yaptığı-söylediği şeyleri kabullenemeyen insan tipleri ortaya çıkmakta. Değişik yaşam şekilleri sürdürmeye çalışan, körü körüne uyum gösterilmesi gereken kurallara aykırı davranışları kendi özgürlüğü ile birleştirerek farklı düşünce ve davranma biçimleri ortaya koyan bir insan tipi var olabiliyor.

Bilim adamları ve filozofları düşünün!

Var olandan farklı ve normal olan dışında düşünce üretiminde bulunulmasa ne olurdu?

Toplumsal kontrol ve sosyal düzen kavramlarının insan yaşamındaki yeri önemlidir. İnsanların normal davranışlar sergilemesi, aykırı düşünceler öne sürmemeleri ve aykırı sözler kullanmamaları konusunda genel bir uyum çerçevesini insanın önüne koyan hukuk ve normların çatışma yaratması bu yüzdendir. İnsanın anormal düşünüş ve eylemlerinin mevcut yapıdaki kurallarla çatışması, tarihin her döneminde yaşanan sıkıntıların kaynağı olmuştur.

Bir de siyasi işleyiş ve yönetim mekanizmalarının toplumsal düzen ve kontrol alanında ki işleyiş tarzına ters düşen olaylara meydan vermemek istemesi çatışmaları derinleştiren etkenler olmakta. Özellikle siyasi sahnede ve yönetim mekanizmalarının elde edilmesinde Liderlik rolü edinmek amacıyla, var olan uygulama ve işleyiş dışında yeni sistem geliştirme ve yeni modeller ortaya çıkarma adına değişim-gelişim projelerine adım atmak yerine göre normal karşılanmıyor.

Yani herkesten farklı davranmak, herkesten farklı düşünmek ya da ifade etmek insanlara delilik etiketinin yapıştırılmasına yeterli gelebiliyor. İnsanlara garip gelen veya farklı tepkiler ortaya çıkaran durumlarda birilerini anormal davranışta bulunduğu için etiketleme ve deli diye tanımlamanın yerine, yapılan eylemin veya ifade edilen söylemin doğruluğu-faydası hesaplanırsa daha sağlıklı olur.

Çünkü delilik, yerine göre sorumluluk almak ve görev bilinciyle fayda yaratmak amacı taşırken, etrafta bulunanlar tarafından işin ciddiye alınması anormal karşılandığından dolayı etiketleme alışkanlığı ortaya koymakta.

İnsanların düşünemediğini düşünmek, derin algılama gücünü kullanmak, hikmet sahibi olmak, doğru olanı sorgulayarak yanlış yapanları eleştirmek, insanı-toplumu hakikat olana ve asıl yaratılış gayesine davet etmek, yanlışları ve yapılan hataları ret ederek ilahi-insani yolu işaret etmek tarihsel süreçte dışlanan önemli şahsiyet ve karakterleri ortaya çıkarmıştır.

Uyarmak ve yol göstermek amacı taşıyan sorumluluk sahibi bilinçli insanların kaderi, genellikle dışlanmak ve tepki gösterilecek hedef konumuna oturtulmak oluyor. Doğru olan şey işi hak ve adaletle yürütmek iken, hakkı ve adaleti unutmuş olanlar tarafından anormal insanlar gibi algılanmak talihsizliğini yaşamaktalar.

Doğruyu göstermek, doğru olanı adaletli bir şekilde paylaşmak ve yapılan işi hakkını vererek sürdürmek bazıları için delilik kabul ediliyor. İşi ciddiye almak ve herkesin yaptığı gibi umursamazlık hatasına düşmemek, erdemli davranarak zarar görülmesini engellemek deli yaftasıyla suçlanma nedeni oluyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER