Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

GURUR VE ALDANMA

Kendini bir şey zannetme ya da kendini beğenme…

“Kibir” ve “Enaniyet” yüklü insan psikolojisinin büyüklenme ve üst gurur hissi asla son bulmuyor. Çünkü işin ucunda “Kendini bir halt zannetme” var.

Farklı olma ve diğerinin üstünde olma yanılgısı, kibir ve büyüklenme hislerini duyumsayanlara hata yapma sıkıntısı yaratıyor. Kibir ve büyüklenme manasında kendini beğenmenin ve başkalarıyla kıyaslamanın ileri aşamalarında rahatsızlık yaratan bir eylem biçimidir. Aşırı gurur zamanla alışkanlığa dönme özelliği gösterdiğinde kişide başkasına yönelik kırılganlık, alınganlık ve anormal davranışlar sergilemeye sebep olan kıskançlık halleri ortaya çıkarır.

Olumsuz yönlü bu tanımlamada gurur kavramının bir de olumlu sayılan farklı tanımları da vardır. Övünme ve insanın kendisiyle, çevresiyle, diğer insanlarla olan barışık olma hali bu tanımlama içerisinde yer alır.

Gurur bu manasıyla “Kişinin gerek kendisi gerekse içinde bulunduğu sosyal ortamın tüm unsurlarıyla, her yönüyle övünerek bundan zevk duyumsamasıdır” anlamına gelir. Bu övünme ve gurur hali belli bir seviyede kaldıkça huzur ve haz meydana getirir. Sınırın aşılması ve övünmenin kibir-büyüklenme sınırlarına taşması ile olumsuz anlamlar kazanarak başkasını hor görme ve değersiz kılma alışkanlıklarına yönelir.

En önemlisi takdir ve övünme nedeni davranışların ve eylemlerin etrafta olanlar ve çevrede bulunanlar tarafından yapılmasıdır. Kişinin kendi kendisine kıyaslamalar yaparak olmadık değerler yaratmaya çalışması ile olgunluk ve erdemliliğe ulaşılmaz.

Bir de kişinin yanlış yanılgılara kapılmasına ve yanılmasına sebep olan duygu-düşünceler vardır. Aldanma kavramı diye ifade edilen yanılgı halinin tanımı şu şekilde yapılabilir: “Görünüş ve görüntülere bakarak değerlendirme yapmak, yanlış ve hatalı yargılara ulaşmak, hayal kırıklığı yaratan bir yanılgıya düşmek ve bunun sonucunda oyalanmak ve avuntu duymak” tır.

Aldanma, kişinin dış dünyada yaşam sürecinin olağan seyrinde kapıldığı hayal kırıklıkları ve aşırı beklentilerinin neden olduğu karşılıksız umutların genel ifadesidir. Kaynağında ise aşırı gurur ve kibir nedeni olan büyüklenme dürtüsü bulunur.

Öylesine bir zamanda yaşıyoruz ki, aldatmak ve muhatap alınanların kandırılmasına yönelik girişimlerin olağan görüldüğü anları garipsememeye başladık. Özellikle güzel sözler, samimi görünme çabaları, kibirlendirme amacı güden yalancı davranış ve söylemler günlük hayatın normal kişilik tiplerini sıradanlaştırmaya başladı.

Özellikle yaşanan hayat ve yaşam standartları, insanları aldatan ve zevkleri uğruna çaba harcamalarını tetikleyen sayısız araçların kurbanı olmayı temel amaç haline getirdi. Çünkü yaşam bir eğlence ve oyunmuş gibi amaçsız, değersiz kabul edilmeye başlandı.

Aldanma ve kendini kandırma sonucu insanların gurur ve kibir peşinde koşmasına yol açan görüntüler, sadece gerçeklerin üstünü örtmekte ve gizli düşünceler, duygular maskelenerek rol yapan kişiliklerin karşımızda oyun oynamasına sebep olunmakta. İnsanların gerçek yüzleri ve yaptıkları rol altında yatan asıl kimlikleri, saklanma ihtiyacı duyulan yönleri maskelemekten başka bir işe yaramıyor.

Gurur ve daha kötü anlamlısı olan kibir zamanla huy haline gelirken, kişilik yapısı olarak da kalıcı özellik gösterir. Gurur basit anlamda insanların kendini kontrol ve denetim konusunda övünç kaynağı olurken, bu övünme ve büyüklenmenin üst aşamalarında kendini büyük görme psikolojisine dönüşünce itici ve istenmeyen, nefret duygusu yaratan insan tiplerinin karşımıza çıkışı kaçınılmaz oluyor.

Etraftaki insanların nefretini kazandıklarını bilmezler ya da bilseler de kendini büyük görme dürtüsü ve üst insan kimliğine sahip olma (efendi-köle ilişkisi) yanılgısı onlar için bir yaşam tarzı haline gelir.

Aldanma bu noktada kendini hissettirir. Aldanırlar ve efendilik dürtüsü, başkalarının kendileri için alt kimlik sahibi parçalar olduğu bilinci onlar için övünç kaynağıdır. Verilmesi gereken tepkiler ortaya çıkmadıkça ve kibir ile gururun onlara hiçbir özellik katmadığını yüzlerine vurulmadıkça küçük görme hatası sona ermez.

Tepki önemli…

Haklı olunan yerde susmak, karşı gelmemek, tepki vermemek saygı anlamına gelmez. Tam tersine boyun eğmek ve körü körüne itaat etmenin yolunu açar.

Hak edene her türlü karşı geliş normaldir.

Kibir ve gururun üst noktalarını yaşamaya çalışanlara hak ettikleri dersi ve karşı gelişi göstermek en azından kendilerini toparlamayı sağlar. Çünkü etrafımızda gerek mevki-makam konumu gerekse sahip olduğu para veya güç ile değişik karakterlere bürünmeye çalışan tipler çoğaldı.

Tepki vermemek, her şeyi kabullenmek bir noktadan sonra Korkaklık ve Sefillik nedenleri doğurur. Kim olursa olsun, haklılık durumunda hak aramak ve bunun peşini bırakmamak insani bir erdemdir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER