Duanın sihri ve hikmeti vardır ya…
Beklentileri dile getirmek, talepte bulunmak, istemek ve olması için yakarışlarda bulunmak tek yoldur. Anlamayanlar için bu sihri ve hikmeti fark etmek ya da nasip olanların değerini bilmek zordur.
Bir de kimden ve nasıl isteneceği önemli!
Çünkü istenenler ilahi olana ise er-geç karşılık alınacağı kesindir. Bu yüzden istemesini bilmek gerekiyor. İçten olmalı, samimi olmalı, zarar verici talep olmamalı, yıkıcı ya da var olanın fıtratını bozucu olmadan, yakarışlar semalara açılan ellerin acizliğini dile getirmelidir.
Ayrıca duanın ve beklentilerin daha etkili olması için başka bir yol daha vardır. Ödün vermek, istenenlerin gerçekleşmesi durumunda samimiyeti ortaya koymak ve şükür duygularının belirtilmesi amacıyla ileri bir takım şeyler sunulur. Yani duaların ve beklentilerin karşılık bulması durumunda kendinden bir şeyler feda etmenin ifadesi olur ADAK…
Diyanet kaynaklarına göre “Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kurban kesip yoksullara dağıtmak veya kutsal olduğuna inanılan bir güce niyette bulunmak” diye dini bir tanımlama yapılabilir. Ayrıca kelime manası olarak “Bir kimsenin, dileğinin, isteğinin yerine gelmesi veya bir bela ve musibetin giderilmesi maksadıyla namaz kılmak, oruç tutmak, kurban kesmek gibi başlı başına ibadet olan bir şeyi yapmayı söz verme” diye tanımı daha fazla genişletilebilir.
Karıştırılmaması gereken dönem kurban bayramının kutsal ibadet günleridir. Çünkü kesilen veya kurban edilen adaklar ile normal günlerde yapılan adaklar farklıdır.
Zayıf tabiatlı insan adak konusunda zaaflık göstermeye devam ediyor. Çünkü pazarlık konusuna dönme tehlikesi var. Dua ve beklentilerin talep edilmesinde yapılan adakların gerçekleşmemesi durumunda insanda hesap dürtüsü yaratmamalıdır. İstenenler ve ellerin açılarak yakarışlarda bulunmanın hayırlı olma durumuna göre insanın karşısına geleceği veya nasip olması söz konusudur. Şarta bağlama manasında adakta bulunmaktan çok hayırlı ve başka sıkıntıları ortaya çıkarmayacak nitelikte olması temenni edilmelidir.
Bu yüzden “Şarta bağlamak” ile “Hiçbir şart öne sürmeden adakta bulunmak” diye iki kısma ayrılan beklentileri hayırlı sonuçlar doğurması beklentisine oturtmak sağlıklı olandır.
Toplumsal yaşamda uygulanan ve geçmişe dayanan kültürel ve geleneksel bir takım anlayışların yanlışlığını da fark etmek gerekiyor. Kaybedilenlerin arkasından para, mum veya benzer nesneleri adamak gibi yanlış uygulamaları insanların hassas dini duygularından uzaklaştırmak lazım. Aynı şekilde bir takım insanları (dini önder, kanaat önderi, alimler ve din adamlarını) aracı kılma adına bir takım ritüel-tören merasimlerine tabi kılmak yanlıştır.
Kul ile yaratıcı gücümüz arasına birilerini koymanın mantığı yok.
Ölenlerden yardım dilenmesi, dua ve yakarışın Allah dışında bir takım insanlara indirgenmesi ve hastalıkların şifasını, belalardan kurtulmanın sonucunu bazı mekânlara ve şahıslara yönlendirmek ilahi olmayan, din dışı eylemlerdir.
Bilgi vermek ve sorulara cevap bulma görevini yürütmesi gereken âlim ve din adamlarına bir takım insanüstü özellikler yüklemek ve bunu menfaat sağlama mantığına oturtanlara malzeme olmanın manası yok. Bir de dini inanca ve din alanında otorite olanlara vurdukları yıkıcı darbeleri önlemenin çabası gösterilmelidir.
Bu yüzden Adak şahıslara yapılmaz. Belli mekânlarda türbelere, ziyaretlerle bir takım nesneleri sunmak veya kesilecek hayvanları insanlar adına kurban etmek doğru değildir. Çünkü kurban ve adak gidilen yerlerin, var olan şahsiyetlerin ve büyük zat olarak görülen kişilerin de varlık nedeni olan büyük yaratıcıya adanması gereken ilahi unsurlardır.
Akıl unsurunu insana iradesi ile birlikte veren yaratıcımızın, yaşam alanlarında olduğu kadar dini alanda da bu yeteneklerini kullanmasını istediğini unutmamak gerekiyor. 75 tane ayetinde Akıl unsurunu insana hatırlatan ve kullanılması gereken potansiyel olarak önüne koyan yaratıcımızın, kulunun kendisine yönelmesinde aracı veya mekân kullanmasına gerek olmadığı uyarısını sorgulamak gerekiyor.
Adak, her zaman ve her yerde şükran duygularının şükür hisleriyle birleştiği anda yerine getirilen bir sunumdur. Sunulan adak gibi kurbanda da muhtaçların ve mağdurların hakkı olduğundan dolayı onlara ulaştırılması esastır.
Kurban bayramı adına yaşanası zamanların huzur anlarını hayatın tüm aşamalarında sağlıklı ve huzurlu olarak sürdürmek temennisi de bayramı kutlama isteğimizin dillendirilmesi olsun.
YORUMLAR