İnsan hakları, dünyadaki bütün insanların insan olmaları hasebiyle sahip oldukları ırk, milliyet, din, mezhep, dil ve cinsiyet gibi dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerdir. Bu hakları kullanmada tüm insanlar birbirine eşittir.
İnsan hakları, günümüz toplumlarının gelişmişlik düzeyini ön plana çıkaran en önemli parametrelerdendir. İnsan hakları, her bir bireye bağımsız seçim yapabilme ve yeteneklerini geliştirebilme hürriyetini sağlar.
Bu hürriyetler, insanların birbirlerine karşı olan haklarına saygı, sevgi ve hoşgörü ile dengelenmektedir. İnsan haklarının geçmişi binlerce yılı kapsamaktadır. İnsan haklarına ilişkin durumları felsefi düzlemde ilk defa ele alan sofizmdir. Ayrıca birçok antik belge, dinler ve felsefe insan hakları ile ilişkilendirilebilir. Bu kapsamda 539 tarihli Kiros Silindiri, M.Ö.272-231 yılları arasında yazılan Asoka Fermanları ve 622 tarihinde Medinelilerce yapılan Medine Sözleşmesi insan hakları alanında yapılan ilk antlaşmalardan sayılabilir.
Modern anlamda 1215 tarihli İngilizler tarafından yapılan Magna Charta, günümüzde de uluslararası hukuk için büyük önem arz etmektedir.1689 tarihli İngiliz Yurttaş Hakları Beyannamesi de İngiltere’deki baskıcı hükümet davranışlarını yasadışı saymıştır. Ayrıca 1776 tarihli Amerika Bağımsızlık Bildirgesi ve 1789 tarihli Fransız İnsan Hakları Bildirgesi de insan hakları alanında önemli kazanımlar sağlamıştır.
Günümüzde ise kendisini sözde insan haklarının hamisi gören Amerika Birleşik Devletleri, Fransa vb gibi ülkelerin öz’de nasıl insan haklarını ayaklar altına aldıklarını anlamak için çok geriye gitmeye gerek yoktur. Amerika Birleşik Devletleri’nde Floyd’un işkence edilerek ırkçı bir polis tarafından öldürülmesi ve siyahileri proletarya olarak gören ırkçı beyazların siyahilere karşı insancıl olmayan tutumları, insan haklarının Amerika Birleşik Devletleri’nde nasıl ayaklar altına alındığının en açık göstergesidir.
Hâlbuki ne beyazın siyahtan ne de siyahın beyazdan üstünlüğünün olmadığını ya bilmiyorlar ya da anlamak istemiyorlar. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’nden güç alan işgalci devlet İsrail’in de Filistin’de gerçekleştirdiği insanlık katliamı, sözü edilen bu devletlerin sadece insan hakları alanında itibarsız ülkeler olduklarını gösteriyor.
Fransa’da ise geçtiğimiz yıl sarı yeleklilerin yaptıkları protestolarda Fransa polisinin kendi halkına karşı gösterdiği sert tutum insan haklarının burada ‘sözde’ olduğunu öz de ise bu ve bu gibi ülkelerdeki halklar arasında kan, gözyaşı ve acının hâkim olduğunu anlayabiliyoruz. Bu vesileyle Filistin’de ayaklar altına alınan insan haklarının yeniden yeşertilmesini, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir kısım insanlara uygulanan insan haklarının tüm ülkede tam anlamıyla uygulanmasını ve tüm dünyada insan haklarının tam anlamıyla uygulanmasını ve yaşatılmasını temenni ederim.
YORUMLAR