Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
admin

LİBYA’DA MUAMMER KADDAFİ DÖNEMİ VE ULUSAL MUTABAKAT HÜKÜMETİ

Kuzey Afrika ülkesi Libya, dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip ülkelerinden biridir. Bu topraklar, konumu itibariyle Akdeniz’in önemli ülkelerinden biridir.

Bu nedenle, bu ülke; konumu, petrolü ve doğalgaz rezervleri itibariyle sürekli Batılı devletlerin hedefi olmuştur.

Bu toprakları sömürmek için ABD’nin başını çektiği Batılı devletler, Arap Bahar’ı adı altında bu ülkede Muammer Kaddafi’yi devirmek istediler ve karadan Libya halkını kışkırttılar, havadan ise oluşturdukları koalisyon ülkeleri ile bu hedeflerini gerçekleştirmeye çalıştılar ve 2011 yılında Muammer Kaddafi’nin 42 yıllık iktidarını devirip ülkeyi istikrarsızlaştırdılar. Hâlbuki Kaddafi döneminde, halk huzur ve refah içindeydi.

Su ve doğalgaz zorunlu ihtiyaçlar içerisinde olduğu için ücretsizdi, evlerde kullanılan elektrik bedavaydı, sağlık hizmetleriyle birlikte eğitim de ücretsizdi, ilaçlar ücretsizdi, ülkenin kendi ulusal bankaları halktan faiz almıyordu ve hiçbir vatandaş vergi vermiyordu.

Hatta Kaddafi devrilmeden önce dünyadaki en borçsuz ülke Libya idi. Yurt dışında okumak isteyen tüm öğrencilere devlet aylık 1650 euro ‘geri ödemesiz’ burs veriyordu.

Kaddafi’nin devrilmesinden sonra ise ülke istikrarsızlaştırıldı. Günlük petrol üretimi 1.6 milyon varilden 400 bin varile düştü ve bunun sonucunda ülkenin petrole bağlı ekonomisi zarar gördü. Kişi başına düşen Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) 12.120 dolardan 5.193 dolara düştü.

Eğitim ve sağlık sorunları had safhaya çıkarak Libya hastaneleri Kaddafi’nin devrilmesinden sonra faaliyet gösteremediler.

Yani ABD’nin başını çektiği Batılı devletler, hedeflerini gerçekleştirmeyi başardılar ve ülkeyi istikrarsızlaştırdılar. Günümüzde ise Libya’da var olan bu istikrarsızlık süreci Rusya, ABD vb. ülkeler tarafından Hafter ve onun gibi gayrimeşru güçler desteklenerek daha da körüklendirilmek istendi.

Ancak Türkiye’nin de yardımıyla Libya’daki meşru güç olan Ulusal Mutabakat Hükümeti desteklenerek Hafter güçleriyle yapılan mücadeleler, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin zaferiyle sonuçlandı. Daha sonra Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail, İtalya vb. ülkeler tarafından yapılan Eastmed Antlaşması ile Türkiye, Akdeniz’de var olan kara sınırının iç taraflarına sıkıştırılmak istendi.

Ancak Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yapılan Deniz Sınırlandırma Antlaşması ile bu ülkelerin gerçekleştirmek istedikleri sinsi planları bozuldu. Yani benim anlatmak istediğim; Libya’da Kaddafi döneminden sonra oluşan istikrarsızlığı daha da körükleyerek Libya’yı petrol vb. yeraltı zenginlikleri nedeniyle Suriye gibi savaş ortamına dönüştürmek istediler ancak bu hayalleri Türkiye’nin de yardımıyla suya düştü. Bu vesileyle Libya’da eskiden var olan istikrarlı günlere tekrar ulaşılmasını ve Türkiye ile kazan kazan esasına dayalı işbirliğinin daha da arttırılmasını temenni ederim.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER