TRAFİK KURALLARI VE KAZALAR-1

İnsan, kendi felaketini kendi hazırlar.

“Felaket saatlerinde hepimiz birer yetim gibiyizdir“ sözünü ifade ederken Andre Poul Antonie ‘nin zamanında teknolojik gelişmişliğin önümüze serdiği araçların yoğun trafik ağı var mıydı, bilinmez.

Kazaya uğramışlığın yıkıcı tesirlerini yaşayanların psikolojik ve maddi tahrifatlı felaketlere maruz kalışı en kötü sonuç olsa gerek.

Sanırım insanların kendi kendilerini yok etmenin kitlesel uzantısı olarak kullanılan en önemli silah ‘’ Trafik Canavarı” dır. Çünkü modern araç ve teknolojik zenginliğin dikkatsiz kullanımının insanlığa geri dönüşü felaketler olarak ifade edilen darbeler doğurmakta.

Teknolojik araçlar silah olarak kullanıldığında “Savaş” olgusu olarak değerlendirilmekte; Bu araçların günlük hayattı kolaylaştırıcı yönleriyle kullanımlarının neden olduğu ve ortaya çıkardığı kazalar ve ölümlere “Kader” ismi takılmakta.

Unutulan ve dile getirilmeyen nokta” DİKKAT “ kavramının insanlar üzerindeki etkisizliği!

Trafik olgusu, yüzyılımızın modern dünyasının günlük hayatımıza kazandırdığı araçların ulaşım yönlü hareketliliğini ifade eden bir kavram. Kara, Hava, Deniz ulaşımının düzenli akışını ifade eden bu kavramın dikkat olgusundan uzak ihmalkârlığı, gazete sayfalarını ve görsel basını haber zengini haline getiren örneklerini ne yazık ki, fazlasıyla önümüze sermekte.

Modernizm ürünü teknolojik araçlar hayatı kolaylaştırıcı yönüyle faydalılığı ve gerekliliği şart olan ürünler; Dikkatsiz kullanımın getirdiği ihmalkârlık, acelecilik hüzünleri doğuran sonuçlar ortaya koymaktır. Eleştirimiz dikkatsizlik, ihmalkârlık ve acelecilik noktalarına iken, asıl sıkıntı son zamanlarda kasıt ve istem üzerine yapılan terör içerikli girişimlerin trafikte yarattığı insanlık dışı halimizedir.

Tabi her zaman her yerde ve her konuda kazaların en önemli yüksek yüzdeliğe sahip iki etkeni: İhmalkârlık ve Dikkatsizlik…

İhmalkârlık konusunda şoförün, yayanın, diğer araçları kullananların durumları kast edilirken; Dikkatsizlik durumunda özellikle aracı kullanan kişinin direksiyon başındaki hassasiyeti vurgulanmakta.

İhmalkârlık, önceden tedbiri alınmayan konuların trafikte ortaya çıkardığı, araçla alakalı problemlerin yarattığı kazalarla ilgilidir. Ama dikkatsizlik, önü alınabilir problemlerin kişi ile alakalı kurallara uymama ayrıntısını ifade eden kazaların yüzdelik oranını yükseltme durumunda mantıksal olmayan bir çerçeve oluşturur.

Dikkatsizlik aşırı hızın kontrol edilemez gücüdür. Karşıdaki muhatabın yol hakkını gasptır. Trafik kurallarını ihlal etmenin yıkıcı görünümüdür. Sebep olunan kazalarda sakatlıkların ve kan dökmenin, kişilerin hayatını alt-üst etmenin hüznüdür.

Yapılan araştırmaların istatistiksel sonucu olarak karşımıza çıkan manzara şu: Son 10 yılda trafik kazalarında ölen insan sayısı 52.095 kişi iken kaza sayısı da 12 milyon 19 bin 403 olarak karşımıza çıkıyor. Dilin bile ifade etmekte zorlandığı bu istatistiğin, yakınlarını kaybedenlerin üzerindeki olumsuz etkileri nasıl tarif edilebilir, bu acıyı yaşayanlara sormak lazım…

Bu rakamların karşılaştırmasını ülke olarak yaşanan terör olaylarında ortaya çıkan kayıplarla yapmak şaşırtıcı tabloları önümüze seriyor. Savaş aslında kendi içimizde ve gizli bir sinsi düşmana ortam yarattığımızın farkında değiliz. Trafik canavarı diyerek işin içinden çıkmakla olmuyor. Bu canavarı zarar vermeyecek hale getirecek bilinç halini yakalamak amaç edinilmelidir.