Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

DEPREM VE İLİMİZ – 1

Yaşanan olaylar, sadece ülkemiz geneli ortaya çıkan durumlar değil, dünya geneli karşılaşılan siyasi, ekonomik, doğal ve dini hareketlilikler olarak gündemlerimizi değiştiren, zihinlerimizi yönlendiren bir donanımsal güce sahip.

Depremi ve Çığ afetlerini geçici süreliğine unuttuk, Virüs olgusu ilk sırada hayatımızı durağan hale getiren bir tehlike ile karşımıza dikildi. Çok yazıldı ve çizildi, ama yine de (Allah göstermesin ve yaşatmasın) Deprem gerçeği ile ilgili unutulmaması gereken tedbirler ve koruyucu önlemlerle ilgili gündemlerimizi bir köşeye itmememiz gerekiyor.

Yaşayan insan gibi Dünya da yaşayan bir mekanik yapıya sahip! Milyarlarca yıllık bir yaşa sahip olan dünyamız kendiliğinden var olan ve varlığını sürdüren bir evrimsel döngüye sahip değil.

Mutlak bir gücün ve yaratılmış olmanın varlığı ile dünyamız üç ana katmandan meydana gelmekte. Çekirdek kısmı, ortada olan Magma Tabakası ve üstte de Yer Kabuğu ile insana yaşam koşulları sağlayan işlevsel bir değişim-gelişim sürecine sahiptir.

Canlı varlıkların yaşam döngüsü gibi dünyamızın da bir varoluş, değişim, gelişim, mekanik işleyiş ve yok oluş aşamaları var. İnsanoğlunun canlı organizma olarak doğan ve bebeklik, çocukluk, ergenlik, gençlik, olgunluk, yaşlılık nihayetinde ölümle sonlanan bir sürecin aşamalarını donanım olarak yüklenmenin gereklerini yerine getirdiği gibi dünyamız da milyarlarca yıllık geçmişinin verdiği değişim-gelişim evreleri ile şu anki mevcut koşullarına ulaşmış durumdadır.

Bilimsel verilerin önümüze koyduğu bilgilere göre sadece kendi var oluş geçekliğini taşımayan dünyamızın bağlı olduğu uydular ve gezegen sistemlerinin yanı sıra galaksiler ve evrenin diğer bileşeni olan bir uzay-zaman boyutu var. Bilimsel benzeteme ile bir soğanın katmanları gibi Güneş sisteminin yanı sıra diğer galaksilere ve kâinatı oluşturan diğer sistemlere bağlı olan dünyamızın aslında sınırsız ve sonu olmayan boşlukta evrenin bir zerresi kadar bile yer kaplayamadığını anlayabiliyoruz.

Milyonlarca yıl ile ifade edilen zaman-uzay bağlantısının günümüze kadar olan değişim ve gelişim evrelerinin insan aklı ile vardığı sonuç şu: Doğal bir döngü var ve dengeli, uyumlu bir işleyiş ile boşlukta kalma başarısını gösteren tüm gezegen ve sistem parçalarının kendi yaşamsal dönüşümlerini sürdürdüğü görülmekte. Biz buna “İlahi Kudret” diyoruz!

Asıl mutlak gerçeklik, her şeyin insan organizmasına uygun ve kullanımına müsait olacak şekilde dizayn edilmiş olması…

Dünyanın mevcut halinin, yani insan yaşamına müsait bir hale gelişinin bir başlangıcı olduğu gibi bir sonu da var. Çünkü canlı bir organizma gibi dünyamız da hareket halinde ve çekirdek kısmından magma katmanına ve yer kabuğunun oluşum-aşınım etkinliğiyle durağan kalmamakta.

Yerin iç katmanlarında oluşan hareketlilik ve içeriden dışarıya doğru olan sıvı ve hava baskısı doğal enerji kaynaklarını ortaya çıkarırken; İç katmanlarda meydana gelen çökme, yükselme, ayrılma, birleşme, patlama ve yeryüzünün dışına doğru olan basınç farklılıkları ile sarsıntı meydana gelmekte.

Alın size Deprem olayının açıklanması!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER