Dün gazetemizin sürmanşetinde kadın avukat sayısı ve Baro Başkanlığı yönetim kurulundaki kadın avukat sayıları ile ilgili haber yapmıştık.
Aslında bu haberde kadın avukatların çığlığı vardı. Avukatlık mesleğini icra eden avukat sayısının az olması ve Baro Başkanlığı yönetim kurulunda yer alamamalarından yakınıyorlar.
Bunlar avukat kendilerini savunabilen kadınlar, peki ya sesini duyuramayan, evde koca şiddetine maruz kalanlar, sokakta tacize uğrayanlar işyerlerinde erkek baskısı altında yaşayanlar sesini nasıl duyuracaklar?
Yıllardır bu ülkenin kadınları seslerini duyurmaya çalışıyor. Her gün öldürülen, şiddete maruz kalan, tecavüze uğrayan kadınlar kendilerini anlatacak mecra arıyorlar.
Maalesef toplumun vicdanını kanatan bir vahşet yaşanmadıkça hiçbiri derdini yeterince anlatamıyor. Üzülerek söylüyorum ki Kırıkkale’de eski eşi tarafından boğazından bıçaklanan Emine Bulut, Ordu’da öldürülen Ceren Özdemir’in vahşice katli gibi bir olay yaşanmadığında, tecavüzler, cinayetleri, dayaklar klasik bir üçüncü sayfa haberi olarak okunup geçiliyor.
Bu konularda ciddi hiçbir adım atılmıyor. Ciddi adım atılmasını beklediğiniz noktada da işler idam cezasına gelip takılıyor.
Mesele tecavüz edeni öldürmek değil, tecavüz olayının ortadan kalkmasını sağlamaksa idamın bir çare olacağını düşünmüyorum.
Mesele çok daha fazla katmanlı ve uzun soluklu çalışmaları, araştırmaları, bilim insanları, STK’lar ile koordineli olarak çalışmayı gerektiriyor.
Türkiye’nin ihtiyacı olan şey bir zihniyet değişimidir. Tecavüz olaylarında erkekten çok kadında suç arayan bir kafanın Türkiye’de kadın erkek eşitliği açısından bir adım atması, köklü bir zihniyet değişikliğine gitmesini beklemek hayal gücünü bile zorlayan bir durumdur.
Kadına şiddeti araştırma komisyonu kurup, tüm üyelerini erkek yapan, hiçbir kadın kuruluşunu bu komisyona dahil etmeyi aklından bile geçirmeyen, kadın için en iyisini erkekler bilir anlayışından ne bekleyebiliriz ki?
Kadınların erkek egemen bir toplumda yaşamasının zorluklarını erkek bilemez. Onu ancak yaşayanlar bilir. Bunun için her oluşumda, komisyonda yönetimde kadın temsiliyetine ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
YORUMLAR