Diyetin, sağlıklı beslenmenin modası olmaz! Kilo vermek yalnızca fiziksel olarak zayıflamak ve tartıda görünen sayısal bir değerin düşmesi anlamı taşımıyor, olay bunun ötesinde. Mesele hızlı kilo vermek değil, mesele sağlıklı olmak, sağlıklı kilo vermek ve verilen kiloda kalabilmek. Yıllar yılı alınan kiloların bir anda yok olmasını beklemek hem imkansız ( sihirli bir değneğimiz ya da mucizevi bir besin yok!) hem de vücudunuza acımasızca yaklaşmak aslında. Esas tedavinin diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliği olduğunu, sağlıklı ve kaliteli bir yaşamın temel yolları olduğunu artık tüm dünya biliyor. Hayatta sağlıklı beslenme ve sporun üstüne başkada bir iksir yok ki yaşamı daha sağlıklı kılsın. Lütfen kulaktan dolma bilgilerle ne diyet yapın ne de spor. Çünkü sağlıklı bilgi, sağlıklı zayıflamak için en önemli kural.
Acil zayıflama ihtiyacıyla netten bakılan kirli bilgi içeren diyetlere kanmayın. Her gün karşımıza kısa zamanda çok kilo kaybettiren popüler birçok diyet çıkıyor. Moda diyet listelerinin temeli gün içinde aldığınız kalori miktarını düşürmekten geçer. Öncelikle diyet aç kalmak değil ve her şeyin fazlası zarar. Tek başına hiçbir besin mucizevi olmadığı gibi tek tip beslenerek kilo vermek de sağlıklı değil. Yanlış beslenme ve yanlış diyetlerin sonucu genellikle kısa vadede değil de uzun vadede etkisini gösterir. Çok düşük oranlarda karbonhidrat içeren diyetlerde su, açlık halinde kas kaybı olmakta; kas ve su kitlesindeki kayıplar hem sağlık açısından risklidir hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olamamakta. Kısa sürede size kilo verdirirken sonrasında misliyle tekrar kilo almanıza neden olur. İdeal ağırlık kaybının ayda 4-6 kg ve yağdan olması arzu edilir. Moda diyetlerle deyim yerindeyse vücut şok olur, düşük kalorili bu diyetler sonucunda vücut bunu açlık olarak algılayıp strese girer ve kendini korumak için daha fazla yağ depolamaya eğilimli hale gelir. Şok diyet listeleri sık sık uyguladığında dayanamayan karaciğerde yağlanma meydana gelir ve kalp, böbrek gibi organlarımızın da işlevi bozulur. Şok diyet yaparken tokluk hissi veren leptin ve peptid YY hormonlarının seviyesi düşer. Bu da açlık hormonunun artmasına neden olur ve diyet bırakıldığında kontrol kaybedilir, daha çok yemek yenilmesine neden olur. Güncel çalışmalara göre yüksek oranda protein ve hayvansal yağlı diyetler mikrobiyotadaki iyi bakterilerin sayısını azaltarak hastalıklara davetiye çıkarıyor. Ayrıca glutensiz diyetler de polisakkarit alımının azalması sonucunda bifidobakteri türlerinin azalmasına yol açıyor ve bu diyetler bağırsak florasına zarar veriyor. Uygulanan popüler diyetler sonucunda: saç dökülmesi, deride kuruma ve çatlaklar, deride pullanma, soluk ten rengi, anemi gibi rahatsızlıklara beslenme yetersizlikleriyle görülür. Sürekli kilo alıp verme döngüsü, bazal metabolizma hızının yavaşlamasına ve yeme bozukluklarına sebep olur. Her şeyden önce daha önemlisi, kendinize olan güveninizin azalmasına neden olur.
Unutmayın ki diyeti diyetisyen yazar! Bu yüzden işin ehli olmayan kişilerin yalan yanlış bilgilerine, görüşlerine, verdikleri ürünlere itimat etmeyin ve sağlığınızla oynatmayın. Isınan havalarla birlikte yüzleşeceğiniz ve kurtulmak isteyeceğiniz fazla kiloları üzülerek hatırlatırım. Kısa sürede kurtulmak niyetiyle yanlış yollara-kişilere yönelmeyin. Biz diyetisyenlerin önceliği tartıdaki değerden fazlasıdır, önceliğimiz sağlığınız. Bedenen ve ruhen tam bir iyilik hali olmak anlamına gelen sağlığınızı işin uzmanlarına emanet edin, sağlıkla zayıflayın, sağlıkla yaşayın ve sağlıkla kalın…
YORUMLAR