Yaşım itibari ile bir zamanlar maddi durumu olmayan fakir insanların yaşantısı aradan geçen zaman içinde zenginin modası oldu.
Fakir giyecek kıyafet bulamazdı yamalı yırtık giyerdi. Elindeki yiyecekle yetinmek zorundaydı. Şimdilerde o fakir insanların yediklerini zenginler yiyor. Geçmişte benim gördüğüm fakir insanların hallerini ve şimdiki durumu iyi zengin insanları kıyaslayalım. Sayacaklarımı yeni nesil bilmeye bilir ama 90 ve 2000 yıllarındaki gençler çok iyi hatırlıyordur.
O dönemde bir insanın pantolonu yırtıksa o kusuru kapatmak adına yama yapılırdı, utana sıkıla giyilirdi o pantolon. Şimdiyse yırtık olması cool’luk göstergesi oldu. O günleri gördüğüm için gerçekten hayret ediyorum!
Köy yumurtası şimdi pek değerlendi. Hem az bulunuyor hem de fiyatı fabrika yumurtasına göre iki kat daha pahalı.
90’larda tavuğun kanatları kesilip çöpe atılırdı, almak isteyenler de utana sıkıla alırdı. Tavuk kanadı şimdi kıymete bindi, çeşit çeşit soslarla fast food’un kralı oldu.
Apartmanda oturmak açık ara bir zenginlik göstergesiydi. Çok şey değişti artık, ben dahil apartmandakiler müstakil eve çıkmanın planlarını yapıyor; ama gelin görün ki bu evler ateş pahası oldu.
Sakalı olan biri bakımsızlık, varoşluk göstergesi olarak görülürken şimdi erkek imajının vazgeçilmezi oldu.
Eskiden tam buğday ekmeğini fakirler yerdi, şimdiyse tam tersi.
Yoksul semtlerinde elektrikler sık sık kesildiği için durumu olmayan ailelerle mum özdeşleşmişti. Şimdiyse mum sadece ortam yaratmak amacıyla lüks mekanlarda kullanılıyor.
Restorana gidip, ev yemeğinden farklı olan herhangi bir yemeği yemek kalite göstergesiydi. Bu dönemdeyse ev yemeği yapan yerde yemek de bir kalite göstergesi haline geldi.
Eskiden memura kız verilmezdi, şimdi “Memur bir eş bul, e mi?” diye tembih ediliyor.
Bir ailenin sofrasında ot yemekleri varsa o ailenin fakir olduğu algısı vardı, et alamadığı düşünülürdü. Oysa şimdi ot yemek sağlıklı bir yaşamın anahtarı olarak gösteriliyor.
Bağı, bahçesi olanlar düğününü, derneğini zaten buralarda yaparlardı ama “Salon tutacak paraları yok” denirdi. Şimdi tersi oldu; bağı, bahçesi olanlar salon tutarken, zengin kesim kır düğünü yapmak için can atıyor.
2000’ler sonrasında sert bir geçişle değeri anlaşıldı organik gıdaların. Burun kıvrılan kurtlu elma, bir anda kıymete bindi.
Kibrit kutusu büyüklüğündeki peynirin olduğu kahvaltı dönemi geride kalalı çok oldu. Bundan sonra kırsal bir yöreye gidip, orada köy kahvaltısı yapmak zamanla klas bir duruma dönüştü.
Aradan geçen zaman içerisinde zengin fakir ayırımı neredeyse kalktı. Tabi şimdiki zenginler fakirleşmek için tonlarca para harcıyor. Fakir ise yine kendi halinde ve elindekiyle yetinmeye çalışıyor.
YORUMLAR