SOSYAL MARKET

“Yardımlaşma” gibi Değerler Eğitimi’ nin önemli unsurlarından biri olan paylaşımcı anlayış, aslında toplumsal dokumuzun ve insani duygularımızın unutulmayan ana figürlerinden biri. Çünkü sosyal yaşam alanlarımızda hem ilahi güce olan bağlılığımız hem de kültürel etmenlerimiz, insanlar arası ilişkilerde “Muhtaç olana el uzatma” ilkelerini önümüzde tutuyor.

Yardımlaşmanın iki boyutu var: Birincisi toplumsal yapımızda bireylerin meydana getirdiği topluluk hayatında insani duygulara dayanan vegeçmişten itibaren büyüklerden görerek uygulamaya çalıştığımız kültürel, gelenek-görenek içerikli ve vicdani hislere dayanan temel kalıplarımız…İkincisi dini hayatımızın ve inanç sistemimizin ilahi alan içerisine giren uygulama biçimlerine dayanan temel-ilkesel his dünyamız!

Bu iki temel alanın ortaya çıkardığı sonuç yardımlaşma, dayanışma, muhtaç olana el atma, birliktelik ruhu olmakta.

Toplumsal hayatın gereği olarak insanların yerine getirdiği bu iki alan dışında bir de üçüncü seçenek diye eklenebilecek bir boyut daha var. Resmi-örgütlü yapının ifadesi olan devlet organlarınınkurumsal bazda yerine getirdiği dernek, vakıf, kuruluşların görev yüklendiği merkezlerin el uzatmaya çalıştığı birimler de önümüzde durmakta.

Yerel yönetimler ve Valilik kontrolünde faaliyetlerini sürdüren “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı” kurumu bünyesinde yer alan birçok birimde insanlara ihtiyaçları konusunda sınırsız imkânların sunulduğu görülüyor.

Ayrım yapmaksızın, tespit edilen birey ve ailelere yönelik katkılar gıda, giyim, para şeklinde olduğu gibi özlük-sosyal haklarla iş istihdamına kadar yükselebiliyor.

Bunlardan bir tanesi…

Sosyal Market! Yıllardır Valilik bünyesinde kurumsallaşmış yapısı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ nın ilgili birimi olarak çocuk-büyük her kesime hitap ettiği ihtiyaç zinciri ile yıllık bilançolarını milyarlarla ifade edilen harcamalara yönlendirmekte.

Sevindirici olan dönemsel değil, sürekli bir hizmet kültürü ile varlığını sürdürmesi tabi ki…

Yardıma muhtaç öğrencilerin tespiti ile yaz ve kış aylarına göre yardım malzemelerinin sahiplerine ulaştırılması olumlu tepkiler doğuruyor. Hedef, özellikle kılık-kıyafet ihtiyacının karşılanmasıolduğundan, servis araçları ile evlerinden alınan ailelerin ulaşım sıkıntısı yaşamalarının önüne geçilmekte.

Proje olarak tasarlanan ve ihtiyaç sahiplerinin vakıf personeli tarafından, alanda hane ziyaretleriyle tespit edildiği çalışmanın vatandaşlara randevu verilerek sürdürüldüğü görülüyor. Güzel tarafı, Valilik tarafından desteklenen ve finans edilen marketin malzeme ihtiyacının bir kısmının bağışçılar tarafından da karşılanması.

Doğrusu toplumsal yapımızın yüzyıllara dayanan geçmişinin sağlam temeller üzerinde kalması ve her türlü bozucu etkene rağmen dokusunu yitirmemesi, içerisinde yaşadığımız bu kültürel ve ilahi ilkelerin hayatımızdan eksik olmaması ile alakalı. İnsanımızın kalitesi ve yönetim kademelerinin hassasiyeti ile aşılamayacak sınırların olmadığı görülebiliyor.