Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

OKUL SERVİSLERİ

Bazı yanlış algılar var. Okul servisleri denince zihinlerde uyanan imaj, olumsuz bir tablo olmakta… Özellikle servis şoförü itibariyle oluşan imaj hız tutkunu, müzik sesini sonuna kadar açarak adrenalin yaratan, kızlara meyilli olan, kural tanımayan izlenimleroluyor.

Öyle mi?

Tabi ki de yanlış ve hatalı bir çıkarım.

Yok değil…Sayılan olumsuzlukları yaşatan servis şoförleri tek-tük de olsa var. Ama kıyaslamayı genele yaymak doğru değil!Her mesleğin olumsuz tipleri gibi okul servislerinin elemanı olan şoförlerde de istenmeyen davranışları sergileyen tipler mevcut. Ama abartıldığı gibi de değil.

Takibi yapıldığında kendini bilen ve ağırbaşlı davranarak mesleğinin hakkını vermeye çalışan elemanların göze çarptığını görebiliriz. Birçoğu ileri yaşta ve ekmeğini mesleğinden çıkarmaya çalışan, çocuğu olan, işinin sorumluluğunu edinerek liyakat sağlamaya çalışan kişiler.

Yine ufak bir ayrıntı vereyim…

Okul Servislerinin sahibi olan yetkililerin tamamı direksiyon başında olan ve bizzat alanda çalışan kişiler. Yani eksikleri takip eden, hataları gidermeye çalışan ve yanlış yapan elemanlara müdahale eden bir iş kültürünü benimsemiş durumdalar. Çünkü ortaya çıkacak yanlış ve hatalar zinciri onların kazançlarını sona erdireceğinin farkındalar.

İşin içerisinde hem servis sahibi olan ve direksiyon başında olan yetkililer hem de çalışan eleman pozisyonundaki şoförler için vicdan boyutu da ağır basıyor. Kendi çocukları yerine koymaya çalıştıkları müşteri-öğrenciler için hassasiyetleri yoğun.

Bu manada ortaya çıkan problemleri hataları sadece servis firmasına veya servis şoförüne yığmanın mantığı yok.

Hiç öğrencinin suçu, hatası, yanlışı tok mu?

Ya da takibini yapması gereken velinin eksikliği görülmüyor mu?

Ortaya çıkacak hataları, sorunları bekleyeceğimize takiplerin yapılması, uyarıların canlılık kazanması ve herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor. Resmi kanallar kadar sivil inisiyatifin de ön plana çıkması lazım.

Okul servislerinin yetkililerine ve sahiplerine düşen en önemli sorumluluk şoför seçimini iyi yapmak, iş alanında takip ederek hatalara engel olmak olmalı. Servis şoförü olan elemanların da can taşıdıklarını, çocuk-gençlerin zarar görmeden ulaşımını sağlamaları, yolculuk esnasında sesli müzik olayına dikkat etmeleri, trafik kural ve işleyişine hassasiyet göstermeleri gerektiğini unutmamaları gerekiyor.

Hiçbir servis yetkilisi veya servis şoförü kaza yapmak, maddi hasara uğramak, can kaybına sebep olmak istemez. Hiçbir insanın zarar görmesine neden olmak istemedikleri gibi ekmeğinden olacak eylemlere de girişmek istemez. Yalnız onların da zamana karşı yarıştığını, öğrencileri yetiştirmek için erken davrandığını ve öğrencileri toplayıp, eve teslim edene kadar tedirgin olduklarını bir kenarda tutmayı unutmayalım.

Üzülmemek elde değil bu yüzden… Bir İlkokulumuzda yaşanan kazaya ve servis arabasının altında kalan küçük çocuğumuzu kaybetmeye üzülmemek elde değil. Allah ailesine sabır versin. Her ne kadar servis arabasının suçu olsa da ve dikkatsizlik psikolojisi şoföre yüklense de iş bitiyor mu?

Sormazlar mı küçük çocuğu okuldan almaya gelen veli nerede? Okul idaresinin işi olmasa da çıkan öğretmenlerle birlikte ortamın kontrol edilmesi gerekmez mi? Orada bulunan öğrenciler, büyükler ve diğer veliler engel olmaya çalışmadılar mı?

Ama elimizde nasılsa suçlu olarak servis şoförü var, yetmez mi!

Olmaması için hatırlatmak istediğim kavramı yine tekrar edeceğim: Sorumluluk… Herkes sorumluluk edinip, işini takip ederse problem kalmaz.

Ayrıca, özellikle Lise kesimi öğrencilerinin içinde oldukları psikolojik durum ve aşırı özgüvene yönelik rahatlık, görülüyor ki ileride pek çok sorunu karşılarına çıkaracak. Velilerin kendi çocuklarında düzeltmesi gereken fazlalıklar var. Konuşma biçimi, diyalog ortamı, davranış ve giyim tarzı gibi noktalar öğrencilerin sınırsızca kullandığı bir alan durumunda.

“Ben çektim, çocuğum çekmesin” anlayışının karşımıza çıkardığı çocuk-genç profili sorumsuz, agresif, umursamaz, içe kapanık, değerlerini bilmeyen, inancı olmayan gibi kişilik sahibi tipler olmakta. Aşırı özgüven veya aşırı özgür bırakmak, eğitimli kişilikler veya kendini donatan bireyler yaratmıyor.

Okulların yanı sıra servislerin de sıkıntı yaşadığı aklımızda bulunsun.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER