18 ağustos tarihinde Kırıkkale’de Emine Bulut’un, eski eşi Fedai Varan tarafından bıçaklanarak katledildiği görüntüler Türkiye’de infial yarattı.
Kanlar içindeki Bulut’un “Ölmek istemiyorum” çığlığı, 10 yaşındaki kızının “Anne lütfen ölme” feryadı Türkiye’yi ayağa kaldırdı.
Kadın derneklerinden siyasilere, sanat dünyasından spor dünyasına her kesimden yüz binlerce tepki yükseldi.
O görüntü yüzyıl sonra da izlense aynı tepki yükselir. Nasıl bir vahşet bu akıl erdirmek zor. Bu cinayeti işleyen o cani yaptığıyla kalacak.
Cezaevine konulacak ve yıllarca burada bizim verdiğimiz vergilerle karnı doyurulacak ve sıcak soğuktan korunarak sağlık hizmeti de alacak.
Bumudur yani? Bunun gibi vahşilerin yaptıkları yanlarına kâr mı kalacak?
Emine Bulut’ta tıpkı Mersin Tarsus’ta minibüs şoförü tarafından tecavüz edilerek vahşice öldürülen Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan ve Münevver Karabulut olayı gibi bir süre gündemde kalacak ve daha sonra unutulup gidecek.
Unutturmamamız lazım. Bu tür vahşileri ibretlik olsun diye unutturmamak lazım.
Öldürmenin hiç bir gerekçesi olamaz. Hükümetin bu vahşiler ve özellikle çocuk istismarcıları için acilen idam cezasını getirmesi lazım.
En gelişmiş ülkelerde bile idam varken bizde neden yok?
İdam uygulayacaksın ki bu tür olayların önüne geçebilelim.
Emine Bulut, Münevver Karabulut ve Özgecan Aslan basına yansıdığı için gündem oldu.
Peki ya basına yansımayan olaylar yok mudur? Tabi ki vardır.
Kadın öldürülüyor zanlı sessiz sedasız tutuklanıyor acısı da aileye kalıyor.
Böyle olmamalı bu cinayetlerin önüne geçmek veya caydırıcılık için idam cezasını getirmemiz gerekiyor.
Emine Bulut olayın üzerinden 16 gün geçti ve 10 yaşındaki kızının “Anne lütfen ölme” feryadı helan kulaklarım da o feryadı unutacağımı sanmıyorum.
Bir çocuk babasız yaşayabilir ama annesiz yaşaması çok zor. Anne çocuğuna hem annelik hem babalık yapabiliyor.
Ama baba ne yaparsa yapsın anne gibi yapamaz. O yüzden Allah kimseyi annesiz bırakmasın diyorum.
YORUMLAR