Ramazan ayı yıl boyunca debelendiğimiz dünya işlerinden, az da olsa sıyrılıp Rabbimize ibadetlerle yakınlaştığımız mübarek bir aydır.
Ramazan ikliminde ibadet bir başkadır bu aydaki ibadetler bize kulluğumuzu hatırlatır. Teravihler, mukabeleler, salâvatlar, zikirler ve daha birçok ibadet ile adeta dünyamızı anlamlaştırır.
Tuttuğumuz oruçlarla Rabbimize olan imanımızı eyleme dökeriz. Oruçla bütün kâinata kulluğumuzu ispat eder, Rabbimizin nimetlerini ancak ‘O’ isterse, ‘O’ izin verirse sahip olabileceğimiz mesajını nefsimize, en güzel şekilde veririz.
Sahur ve iftar sofralarımızda Rabbimizin Rezzak isminin tecellisini görürüz. Bize nimeti verenin ‘O’ olduğunun farkına varırız. Bereket kavramı zihinlerimize yerleşir. İftar sofralarımız cennetten kokular taşır. Ölüm ve hesaptan sonra cenneti ve Rabbimizin nimetlerini görünce yaşayacağımız sevincin bir provasıdır aslında iftar sofraları. Rabbine boyun eğmenin hayır ve güzelliklerle dolu karşılığıdır.
Camilerimizde gerçekleştirdiğimiz mukabeleler Peygamber Efendimiz ile Cebrail (a.s)’ın karşılıklı okuyuşuna adeta bizleri de dâhil edip, bizi sözlerin en güzeli olan Kuran’a götürür. Hep birlikte okuyup tefekkür etmeye davet eder.
Ramazan iklimini ve atmosferini en iyi yansıtan ibadetlerden biri de teravihtir. Ramazanda kaçırılmaması gereken bir fırsattır. Teravih Rabbimize yakınlaşmanın en güzel yollarından birisidir. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:
Kim Ramazanın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek teravih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır. (Buhari, iman 37)
İhlâs duygusuyla, riya’dan uzak olarak kıldığımız teravihler günahlarımızın affı için güzel bir vesile olur. Teravih namazlarıyla adeta tüm müslümanlar muntazam bir ordu hükmüne geçer. Saf saf Rabblerinin karşısında durup ellerini bağlayan müminler adeta Kâbe’deymiş gibi Lebbeyk Allahumme Lebbeyk, buyur Allah’ım buyur emrindeyim, hizmetindeyim nidalarını haykırır.
Biz Lebbeyk deyince kâinatta bizimle beraber söyler.
İkrar ederiz imanımızı bütün bir kâinata.
Eylem ve aksiyona dökeriz Rabbimize olan bağlılığımızı sevgimizi.
Rükûlarımızla Rabbimize boyun eğer, secdelerimizle dünyadan el ayak çekip kulun Rabbine en yakın olduğu an olan secde anında, Rabbimizin huzurunda durup ona yakınlaşırız.
İçimizden geçenleri, dertlerimizi, tasalarımızı, anlatmak istediğimiz her şeyi söze gerek olmadan Rabbimize lisan-ı halimizle anlatırız.
Salâvat ve zikirlerimizle Asr-ı Saadeti hatırlar. Peygamber efendimizin imamlığında saflarda duran sahabeleri görürüz. Güzel sesiyle Bilal-i Habeşi müezzinlik yapar. Ebubekirler, Ömerler dinler onu. Salâvat ve zikirler onların dilinde ayrı bir anlam kazanır.
Ramazan ikliminde ibadet bir başkadır. Kâinatın, dağlarıyla taşlarıyla hep birlikte söylediği Allah-u Ekber, Allah-u Ekber sesine eşlik ederiz.
YORUMLAR