Batman’ın trafik sorununa çözüm buldum galiba… Turgut Özal Bulvarı’nı trafiğe kapatalım!
Şaka bir yana, belki de trafiğe giren her araç için bir geçiş ücreti alınmalı. Olmadı, belirli saatlerde çift geçiş ücreti mi desek? O da uymadı…
O zaman her araçta en az iki kişi olma zorunluluğu getirilsin. Yok, bu da bize göre değil! Plaka numaralarına göre belirli günlerde trafiğe çıkma sistemi mi uygulayalım? Hayır, o da işimize gelmez.
Peki, yeşil dalga ışıklarıyla 60 km hızla giden araçların hiç durmadan caddeyi geçmesini sağlasak? Belki… Ama yeterli olur mu? Ya da Worldmar Kavşağı’na bir alt geçit yaptırsak? O da çözüm değil mi?
O zaman gerçekleri kabul edelim: Batman trafiği, büyük şehirlerde olduğu gibi her zaman sıkıntılı olacak. Çözüm istiyorsak önce kendimizden başlamalıyız. Trafik sıkışıklığından şikayet ederken her yere arabayla gitme alışkanlığımızı değiştirmeliyiz. Yürüme mesafesindeki yerlere araç kullanmayı bırakmalı, bisiklet yollarını değerlendirmeliyiz.
Belediyeler ne kadar önlem alırsa alsın, bireysel farkındalık olmadan hiçbir şey değişmeyecek. 55 bin trafik polisi bile koysanız sorun çözülmez.
Özetle, Batman trafiğinin çözümü belli: Daha çok yürümek, daha çok bisiklet kullanmak. Bunu yapmazsak, sıkışık trafikte korna çalmaya devam ederiz.
Son olarak, şu pankartı unutmayalım: “Bisiklet süren, yürüyen torununu görür. Araç kullanan, aracından inmeyen dedesini görür.”
Karar sizin!
YORUMLAR