Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

SORUMLULUK

İnsanlar, eşya, görevler ve meslekler, insan toplulukları, çevresel tüm donanımlar, aklımız, benliğimiz ve irademiz bilincimize yüklenmiş karakteristik yapı taşlarıdır.

İnsan tek başına varlık kazanmış, mekanik işleyiş ile belirlenen davranışlarda bulunan, ihtiyaçlarını gidermek ve sadece yeme, içme uyku ve yürüme becerisi ile hareket kabiliyetini kullanan bir canlı değil.

İnsanı varlık seviyesinde değerli kılan, ayrıcalıklı konuma getiren, tüm dünya yaratıkları arasında farklılaştıran yetenek olarak akıl yetisine sahiptir. Sahip olduğu bu yetenek ve edindiği benlik ve irade gücü ile otomatik yaşam standartlarında bir hayat sürmenin derdinde değildir. Asıl dert, dünyaya yön vermek… Yani toprağa, havaya, suya, yeryüzüne yön verecek iradeyi gösterebilmek.

İnsan, deniz ve okyanusların derinliklerine, gökyüzünün tepesine, toprağın en uç geniş noktalarına, yeraltının en alt seviyesine, evrenin ulaşılacak son sınırına gitmek ve gücünün ispatını yapmak amacıyla bilginin son noktasına varmak hedefindedir.

7 milyar insan kitlesinin hâkimiyet ve kontrolünü sağlamak için de akıl ve bilinç en büyük silah olmakta.

Bilgi ve güç olgularının insana yüklediği yetenek ve hâkimiyet dürtüsü ile sorumluluğun birleştiği noktada hayat değer kazanıp, yaşanır hale dönüşmekte. Sorumluluk kişinin kendisini, toplumu ve diğer tüm insan topluluklarını ve çevreyi meydana getiren varlıkları kapsadığından, yüklenmiş olan görevleri ve iade edilmiş varlık yapımızı unutmak veya sahip çıkmamak hem sorumluluk bilincine hem de bireysel varlığımıza ihanettir.

Bu konuda sorumluluk kavramının ters düştüğü, uyumsuzluk yaşadığı bir kavram var: BEKLENTİ…

Sorumluluk ile beklenti arsında her için bir çatışma hali söz konusudur. Çünkü beklenti sahibi olmak, sorumluluk bilincini yitirmek ve başkasından görev yapmasını istemek manası taşımaktadır.

Yani insanın genel ve evrensel manada varlık bilinci ve ilahi kudrete, dar manada kişisel ve bireysel anlamda kendi benliğine karşı bir verilmiş bilinç halinin ifadesi olarak sorumluluk yükü var. Yerine getirilmesi sorun ve yaşam sıkıntıları yaratan, yapılması sosyal ve hayati faydalar doğuran sorumluluk bilincinin güçlü olması, sosyal dayanışma ve sosyal şuur duygularının değerler doğuran etkenleridir.

İlahi alan itibariyle belirli mekânlarda ve sınırlanmış zaman dilimlerinde tanınan yaşam şartlarına bağlı olarak insan bilinci ve iradesi ayrıcalıklı olmanın farklılığını, verilen yetenekler ve tanınan haklarla sorumluluk edinmenin duyarlılığını gösterirken aynı zamanda dünyanın ve evrenin sırrına erme amacını da gerçekleştirmiş olmakta.

Nihayetinde varlık olarak insan, bir sınav mantığının veya şansını kullanıp, başarılı olmanın merkezinde yer edinmiş bir canlı olarak yaşam alanlarını işgal etmekte. Kendisine, ilahi güce ve etrafı kuşatan varlıklara karşı sorumluluk bilincinin yerine getirilmesinde donanım kazandırılmış güçlere sahiptir.

Bu manada yaşama, varlıklara, zamana ve mekâna başıboş gözlerle değil, ibret çıkarılacak yaklaşımlarla yönelmek zorundadır. Gayesiz ve boş amaçla varlık kazanılmayacağını, kendisi dâhil tüm evren parçalarının hesaplar çerçevesinde gerçek kimlikler edindiğini bilir. Sorumluluk bilinci, helal olan ile haram olanın sınırlarını zorlayacak eylemlerin uzağında tuttuğu insanı günaha yönelmeye veya kötüyü seçmeye engel olacak alternatifleri önüne koyar.

Genel manada dile getirilen hayat süreci ile ilgili söylemlerin yanında bir de kişisel ve bireysel alanların yerine getirilmesi gereken ilkeleri vardır. Örneğin aile ve toplum şuurunun yüklediği nesillerin temiz ve sağlıklı yetişme ortamlarında en önemli sorumluluk yaratılış gayesine uygun olmayan girişimlerden uzak olmaktır.

Düşünceyi kötü temeller üzerine kurmadan, davranışları ölçülü şekilde yaşamak ve yalandan, haksızlıktan, zulüm doğuran yönelimlerden kaçınmak insani sorumluluğumuzun gerekleridir. Bedenimize zarar verecek her türlü maddeden ve davranıştan sakınmanın yanında, beynimizi ve zihnimizi dengesiz hale getirecek düşünsel ve nesnel her türlü yıkıcı unsurdan korunmak sorumluluk alanımızı ilgilendirir.

Eğitim alanında, ekonomik etkinlik ve faaliyetlerde, kültürel ve sosyal çalışmaların tamamında görev ve iş sorumluluğunun faydalı taraflarının sadece kendimize değil; Ailemize, yakınlarımıza, iletişimde bulunulan herkese faydası var. Aklımız, irademiz, benliğimiz, kimliğimiz kendi bireysel alanlarımızın; Yakınlarımız, işimiz ve mesleğimiz, toplumsal etkileşim organları, diğer varlıklar sosyal alanlarımızın parçaları olarak sorumluluğumuzda olan temel kaynaklarımız ve değerlerimizdir.

Ayrıca sorumluluktan kaçınılmaz. Görev bilinci ile yerine getirilmesi zorunluluk olup, eşit ve adil dağılım ölçütünün hukuk ve normlar üzerine kurulu faydaları açısından toplumsal yaşam alanlarının düzenleyicisi olduğunu unutmamak gerekiyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER