Bu yazı dizisinde Suriye’nin geçmişi geleceği anlatmaya çalışacağım, yani Suriye ne idi ne oldu ne olacak sorulara cevap niteliğindeki bu yazı oldukça objektif bir şekilde irdelemeye çalışacağım.
Biliyoruz ki Suriye 22 Arap ülkesinden bir tanesi ve askeri bakımından en güçlülerindendi. Osmanlının 400 sene hakimiyetinden sonra Birinci Dünya savaşı sırasında Fransa’nın mandasına geçti, Fransa buradan Cezayir’ın aksine İkinci Dünya savaşından sonra kendi isteği ile ülkelerini onlara teslim edip çıktı.
İşin ilginç tarafı Fransa bir sömürge devletin yapmadığını, hem Suriye’de Hem de Lübnan’da yaptı, çünkü peşinde kalkınmış, huzur içinde ekonomisi mükemmel birer ülke onlara bıraktı. 1945 yılından 1980 li yıllara kadar, bölgenin iş ve ticaret merkezleri idi Lübnan ve Suriye, hele hele o güzelim Beyrut.
Irak, Libya, Suriye. Şimdi sorulması gereken soru şu, devrilen üç diktatör mü?, yıkılan üç devlet mi?.
Bundan sonra ne olacak sorusuna geçmeden, bir başka hususu açıklamak durumundayım, neden ÖSO ile değil, terör listesinde bulunan HTŞ, çok çarpıcı bir soru, kaldı ki HTŞ’nin askeri kanadını oluşturan kişilerin büyük çoğunluğu Suriyeli değil.
Sebebi gördüğüm kadarı ile.
Suriye de 2011 de İsyan başlarken ortada HTŞ diye bir örgüt yoktu, ÖSO her şeydi, ama zaman içinde ÖSO yolundan çıktı. şu an sağa sola saldıran bir çıkar örgüt ve aşiretler topluluğu.
Şimdi Bışar’la beraber kayıp eden İran, Lübnan Hizbullah ve bağlı milisler oldu, daha da kötüsü Suriyeli olan Nusayriler yani Şiiler, bunlar Suriye de azınlık durumunda idiler ama iktidardılar, bunları çok zor günler bekliyor, diyebilirsiniz ki Irakta Saddam’ın İktidarı da azınlık Sunilerden oluşuyordu ama burada durum farklıdır. Devamı yarın
YORUMLAR