YÖK tarafından 2019 yılından bu yana yürütülen ‘Üniversite İzleme ve Değerlendirme’ çalışmaları kapsamında, üniversitelerin gelişimini izlemek ve değerlendirmek amacıyla her yıl ‘Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’ yayımlanıyor. 2024 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’na göre; 2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kılavuzunda en az 1 akredite lisans programı bulunan üniversite sayısı 116 oldu. Akredite olan toplam program sayısıysa 1209 olarak gerçekleşti. 42 üniversite, 10 ve üzerinde akredite lisans programına sahip bulunuyor. Yıllara göre bakıldığındaysa üniversitelerin akredite lisans program sayısı ortalaması 2018’de yüzde 6,89 iken 2023 yılında 10,42’ye ulaştı. Bu oran, 2022’de 9,46 olarak gerçekleşmişti. Türkiye’de akredite lisans programı sayısının en yüksek olduğu üniversite, 56 programla İstanbul Gelişim Üniversitesi olurken, onu 55 programla Sakarya Üniversitesi, 42 programla Hacettepe Üniversitesi takip etti. Atatürk Üniversitesi 41 programla 4’üncü, Ege Üniversitesi 39 programla 5’inci, Erciyes Üniversitesi 35 programla 6’ncı, İstanbul Teknik Üniversitesi 34 programla 7’nci, Başkent Üniversitesi 33 programla 8’inci, Yıldız Teknik Üniversitesi 31 programla 9’uncu olurken İstanbul Medipol Üniversitesi 29 programla 10’uncu sırada yer aldı.
‘AKREDİTASYON ŞARTI GETİRİYORUZ’
YÖK Başkanı Erol Özvar, yazılı açıklamayla bir taraftan kapasiteyi artırmaya devam ederken, diğer taraftan da kalite odaklı anlayışını yükseköğretim sisteminin merkezine yerleştirme çabalarının kararlılıkla devam edeceğini vurguladı. Özvar, “Kurumsal vizyonumuzu oluşturan bütün hususlar, uygulamakta olduğumuz kalite odaklı anlayışın birer sonucudur. Üniversitelerimizde de benzer bir anlayışın hakim olmasına özel önem veriyoruz. Bu anlayışla, üniversitelerimizi kalite süreçlerine uyum sağlamaları yönünde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürekli olarak teşvik etmeye ve desteklemeye devam edeceğiz. Bu anlayışımızın bir tezahürü olarak doktora programı açmak üzere başvuran üniversitelerimize akredite program sahibi olma şartı getirmiş bulunuyoruz. Benzer şekilde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi akademik birimler kurmak için de önümüzdeki dönemde akreditasyon şartı getiriyoruz. Bu girişimimiz yükseköğretimde kaliteyi önceleyen anlayışımızın bir yansımasıdır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin uluslararası öğrenci çekme konusunda daha büyük rakiplerinin ortaya çıkacağını kaydeden Özvar, “Yükseköğretim kurumları olarak bu rekabete şimdiden hazırlanmamız gerekmektedir. Bugün itibarıyla uluslararası öğrenci sayımız 350 bine ulaşmışsa da bu sayıyla iftihar etmek çok doğru bir yaklaşım değildir. Uluslararası öğrenci sayısının artması kadar uluslararası öğrencilerin kalitesinin de artmasını birinci öncelik haline getirmemiz gerekmektedir. Eğer gerekli mevzuat altyapısı çalışmalarını tamamlamaz, üniversiteler olarak uluslararası öğrenci hareketliliği konusunda dünya standartlarında işlemler tesis etmezsek Türk üniversitelerinin itibarına yönelik dünya ölçeğinde olumlu itibarımız kaybolabilir” dedi.