Eski sistemde tavuklar normalde kafesin içerisinde bir A4 kağıdı kadar bir alanda yaşarlar ve ömürlerini orada geçirirlerken, burada normalde 5 bin kapasiteli olabilecek kümesin, 3 bin kapasiteyle çalışarak, daha kaliteli yumurta almak için bu sisteme geçtik” diye konuştu.
Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi, özel sektörün desteğiyle aviary sistemiyle yumurta üretimine başladı. Endüstriyel yöntemde tavuklar, kafesin içinde çok az hareket ederek üretim yapıp ömrünü geçirirken, hayvan hakları çerçevesinde Avrupa’da yaygınlaşan ve geçiş süreci devam eden bu sistem, tavukların doğal hareketleri yapmasına olanak sağlıyor. Bu sistem aynı zamanda yumurtanın kalitesini de artırıyor.
BUÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Şenlik, eylül ayında aviary sistemine geçtiklerini belirterek, “Bu uygulama, kümesi dikey olarak kullanmak şeklinde tanımlanabilir. Burada tavuklar eşinme, folluğa yumurtlama, gezinme, hoplama, zıplama kanat çırpma, toz banyosu yapma şeklinde doğal olarak yaptıkları hareketleri bu sistemde çok kolay bir şekilde yapabilmektedir. Yani şunu söylemek istiyoruz; biz aviary sistemle burada hayvanlara kendi imkanları çerçevesinde doğal hayatta ne sergiliyorlarsa onları yapmaları için bir ortam hazırlamış oluyoruz. Dolayısıyla yumurta verim ve yumurta lezzetimiz de bu sistemle daha güzel ve daha kaliteli oluyor. Bu üretim sistemine yaklaşık 3 bin tavukla başladık ve günlük olarak 2 bin 500 adet yumurta üretimiyle devam ediyoruz. Bunu hem öğrencilerimizin uygulaması alanında kullanıyoruz hem de halkımızın tüketimine sunuyoruz” dedi.
BUÜ Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Hakan Üstüner, yumurtanın insan sağlığı bakımından en ucuz tüketilebilecek hayvansal protein kaynağı olduğunu söyleyerek, “Bu yüzden merkezimizin kümesi, yumurta kümesi olarak dizayn edildi. Burası yaklaşık 30 yıldır fakültemize hizmet etmekte. Kümesimizi modernleştirerek yeni sisteme geçtik. ‘Aviary’ dediğimiz bu yeni sistem, kafessiz yumurta sistemi. Eski sistemde tavuklar normalde kafesin içerisinde bir A4 kağıdı kadar bir alanda yaşarlar ve ömürlerini orada geçirirlerken, şimdi burada normalde 5 bin kapasiteli olabilecek bir kümesin, 3 bin kapasiteyle çalışarak daha kaliteli yumurta almak için bu sisteme geçtik” diye konuştu.
‘HAYVANIN REFAH SEVİYESİNİ ARTTIRIYOR’
Kafesli ve kafessiz yumurta kıyaslamasına girmemek gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Üstüner, “Çünkü dünyada ve Türkiye’de artan nüfusla birlikte birim alandan daha fazla ürün elde etme amacıyla aynı metrekareye daha fazla tavuk koymak için yıllardır kafes sistemi kullanılıyor. Ancak gelişen hayvan hakları, hayvan refahı kuralları gereği öne Avrupa’dan başlamak üzere ülkemizde de birkaç yıl sonra kafes sistemler yasaklanıp yavaş yavaş bir geçiş süreciyle hayvanların doğal davranışlarını gerçekleştirebildiği alanlar oluşturarak yumurta üretilmek isteniyor. Bu tüm hayvan türlerinde böyle. Bu durumda örneğin 5 bin kapasitelik bir kümesi biz 3 bin kapasiteye düşürerek hayvanın gezinebildiği, eşinebildiği, toz banyosu yapabildiği tünekte uyuyabildiği, folluğa yumurtlayabildiği gibi doğal davranışlarını sergilemesine izin veriyoruz. Bu da hayvan için daha stressiz bir ortam sağlıyor. Ancak burada kafesli yumurtadaki tek fark hayvanın ömrünü 550 santimetrekare dediğimiz bir A4 kağıdı büyüklüğünde ve eğimli bir tel ızgara üzerinde hayvanın ömrünü geçirmesi. Bu hayvan haklarına ve hayvan refahına uygun bir davranış olmadığı için Avrupa bunu bir geçiş süreciyle tamamlamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi olarak geçiş sürecini hızlı gerçekleştirdiklerinin altını çizen Prof. Dr. Üstüner, “Bu sistemde hayvanlar doğal davranışlarını sergiliyorlar. Biz o yumurtaları halkımızın tüketimine satış ünitelerimizde sunuyoruz. En önemli noktası da burada birinci amacımız eğitim, bu eğitim noktasında da öğrenci işin temelinden görebileceği şeyleri burada görüyor. Bu uygulama Türkiye’de veteriner fakülteleri içerisinde tektir, ilktir. Aynı zamanda da bu sistem 3 ya da 4 yerde var. Biz onlardan bir tanesiyiz. Bu anlamda Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi de fakültelerin birincisidir diyebilirim” dedi.
‘ESKİ SİSTEMDE TAVUĞUN YUMURTLAMA ŞEKLİ DOĞASINDA OLMAYAN ŞEKİLDE’
‘Aviary’ sistemine geçiş nedenleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Üstüner, “Bu sisteme geçilmesinin birinci nedeni hayvan hakları, hayvanın özgür davranması. İkinci neden yumurta kalitesi. Yumurta kalitesinde hayvanın normalde kafeste folluk yoksa tel örgü içerisinde olduğu yere yumurtlamak zorunda kalıyor. Bu hayvanın doğasında olmayan bir şey. Biz buna bir doğal ortam sağlıyoruz. Karanlık bir folluk, istediği zaman yumurtlayabilme davranışı, bu tabii ki ortaya çıkan ürünün kalitesini arttırıyor. Ama üstüne basarak söylüyorum, burada kafesli kafessiz kıyaslaması yapmak henüz çok erken. Çünkü dünyanın ve Türkiye’nin artmış nüfusuna bizim yeterli hayvansal proteini üretmemiz için hala geçiş sürecinde kafesli yumurtayı da tüketmek zorundayız. Ama özellikle bunu tüketmek isteyenlere Bursa Uludağ Üniversitesi’nin satış ünitelerinde bu yumurtayı tüketime sunuyoruz” diye konuştu.
‘YÜZDE 90’A YAKIN RANDIMANLA ÜRETİM YAPIYORUZ’
Türkiye’nin kümes hayvancılığı üretiminde dünyada çok önemli bir yerde olduğunu ifade eden BUÜ Veteriner Fakültesi Zootekni Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enver Çavuşoğlu da “Hem sofralık yumurta üretiminde hem de et tavuğu yetiştiriciliğinde Türkiye dünyada ilk 10 arasına giriyor. Özellikle sofralık yumurta üretiminde ve ihracatında çok önemli bir yere sahip. Biz de burada fakültemize ait 5 kümesimizde kümes hayvanı yetiştiriyoruz. Tavuk yetiştiriyoruz özellikle. 3 kümesimiz tavuk yetiştiriciliği, 2 kümesimizde de sofralık yumurta üretimi yapıyoruz. Bir kümesimiz gezen tavuk üretimine sahip, bu kümesimiz özel sektörün ‘aviary’ sistemi ya da alternatif kümes tipi denilen kümesimizde sofralık yumurta üretiyoruz. Yaklaşık olarak burada 3 bin hayvanla başladık, şu an da yüzde 88-90′ yakın bir randımanla yumurta üretim dönemindeyiz” ifadelerini kullandı.