Kumar bağımlılığı, son yıllarda yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir tehdit haline gelmiş durumda.
Ailelerin ve toplumun bu tehlikeye karşı daha duyarlı olması, genç neslin kolay yoldan para kazanma arayışına girerek kumar bağımlılığına sürüklenmelerini engelleyebileceğini belirten uzmanlar, kumar bağımlılığına dair erken uyarı işaretlerinin gözlemlenmesi ve profesyonel destek alınmasının önemine işaret ediyor.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Tuncay, kumarın sadece finansal kayıplara yol açmakla kalmadığını, aynı zamanda kişilerin psikolojik ve sosyal yaşamlarını da derinden etkilediğini söyledi.
Kumarın, alkol ve madde bağımlılığı gibi kimyasal bağımlılıklar kadar zararlı olduğunu belirten Tuncay, “Davranışsal bağımlılıklar, tıpkı kimyasal bağımlılıklar gibi beyni etkiler ve işlevselliği bozar” dedi.
Son yıllarda internetin yaygınlaşmasıyla birlikte kumarın sadece fiziksel ortamlarda değil, sanal dünyada da hızla yayıldığına dikkat çeken Tuncay, özellikle gençlerin internet üzerinden kolayca kumar oynama davranışına sürüklendiklerine vurgu yaptı. Tuncay, ailelerin çocuklarının internet kullanımını dikkatle denetlemeleri gerektiğini kaydetti.
“BEYNİN İŞLEVSELLİĞİNİ BOZUYOR”
Tuncay, “Bağımlılık denildiğinde toplumda akıllara ilk gelen alkol veya madde bağımlılığı gibi dışardan alınan kimyasal bağımlılıklar gelmektedir. Oysaki davranışsal bağımlılıklar dediğimiz; Kumar, internet, oyun ve alışveriş bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıklarda da tıpkı kimyasal bağımlılıklar gibi beyni aynı oranda etkileyip işlevselliği bozmaktadır. Bu sebeple kumar oynama davranışı bağımlılık sınıflandırılması adı altında ele alınmaktadır.” dedi.
“ZAMANLA KUMARA KARŞI BİR TOLERANS ORTAYA ÇIKIYOR”
Toplumda kumar oynama davranışı ilk etapta biraz da eğlence aracı olarak değerlendirildiğinden, sonrasında oluşabilecek risklerin göz ardı edilebildiğini ifade eden Tuncay, şöyle devam etti: “Kişinin kumar oynama davranışının sıklığı ve miktarı zaman içerisinde giderek artıyor. Kişi ilk etapta ayda bir iddia gibi oyunlar oynarken, bu zamanla hafta bire, sonra her gün, ardından gün aşırı derken sıklıkla oynama zamanını bu şekilde geçirmeye başlamaktadır. İlk etaplarda 100 lira ya da 200 lirayla oynamaya başlayan kişi, bir süre sonra bin lira, 2 bin lira ardından tüm maaşını kumara yatırarak oynama davranışına başlaması onun kumara karşı bir toleransı karşımıza çıkmaya başlıyor.”
“KAYBINI TELAFİ ETME DÜŞÜNCESİ KUMAR OYNAMAYI SÜRDÜRMEYE YOL AÇAR”
“Aynı şekilde kişinin kumar oynamadığı zamanlarda çok daha agresif, huzursuz, sinirli ve hayattan keyif alamadığı bir ruh haline girmesiyle beraber zihninde sürekli bir meşguliyetin kumar oynamaya dair olmasıdır” diyen Tuncay, “Bununla beraber kişinin çevresine yalan söyleye başlamasıdır. Kumar oynayan kişilerde en sık rastlanılan durum ise kişinin durumunu en yakınlarından bile gizlemesidir. Aile belki bazı şeyleri fark etmeye başlamıştır ama kişi bu noktada itiraf edemediğinden dolayı, ya da oynama davranışı devam ediyordur ve söyleyemediğinden dolayı yalan konuşmaya başlama sürecine başvurmaktadır. Süreç içerisinde ‘peşine düşme’ dediğimiz kumar oynayan kişinin kayıplarını kazanma düşüncesine girip kayıplarının peşine düşerek sürekli oynama davranışına devam ettirilmesidir.” ifadelerini kullandı.
“KUMAR SOSYAL VE AİLE İLİŞKİLERİNİ BOZUYOR”
Bu süreçte kişilerin yanlış inanışa düşerek, tek çözümün sanki yalnız kumardan para kazanarak borçlarını kapatabileceği yanılgısına düştüğünü belirten Tuncay, “Bu sebeple kumar oynama davranışı gittikçe devam ediyor. Bu devam ettikçe borçlarda maalesef artmış oluyor. Bununla beraber kişinin tükenmişlik evresine girdiği ve kendini tamamen çaresiz hissedip kendine zarar verme davranışlarının artığı bir sürece girebiliyorlar. Çünkü burada kişinin sosyal ilişkilerinin bozulduğu, aile ilişkilerinin bozulduğu, iş hayatındaki bazı bozulmaların da meydana gelmesiyle beraber kişinin çaresiz ve tükenmişlik hissetmesinden kaynaklı kendine veya çevresine zarar verme davranışı da çok sık gördüğümüz belirtiler arasındadır.” dedi.