Demiş bir vatandaş …
Cevabı imam vermiş, çünkü beterin beteri varda ondan.
Bir gün bir Müslüman hacca gitmeye karar vermiş, o zamanlar kervan ile birlikte yola çıkarlarmış kervan bir noktada Durmuş ve yürümekten ayakları nasır tutan kanayan adam ayak ağrısından mütevelli Allah’a şikayet etmiş çok yoruldum ayaklarımda derman kalmadı sonra gözü birine ilişmiş adamın ayakları yok elleri üzerinde Hac yolculuğuna devam etmekteydi.
Adam irkilmiş korkmuş yarabbi özür dilerim büyük konuştuğumu fark ettim çok şükür ayaklarım var Bu arkadaşın ayakları yok elleri üzerinde bunca yola tahammül ediyor yarabbi beni affet.
Şükür etmek Allah’ın en sevdiği cümle..
Dünyaya gelen her canlının kaderi daha doğmadan Allah tarafından alınlarına yazılır
Biz buna halk arasında alın yazısı diyoruz.
Alın yazımız yazılsa da Allah Teâlâ bizi bir sınava sokar ve Bu sınavda bizim ona bağladığımızı test eder.
Dünyaya gelen her insana belli bir karakter verir.
Dünyaya gelen her insana şans verir sabır gösterir.
Hiçbir insanın kaderi aynı değildir
Hiçbir insanın parmak izi aynı değildir.
Allah Teala’nın sabrı dağ bile çatlatmıştır.
Bunu neden söylüyorum size bir hikaye anlatayım.
Zamanı vaktinde bir şifacı ashap İslamiyet’i yaymak için bir köye gider.
Köyün girişinde bir gölet vardır ve bu gölettin içerisinde oynayan çocuklar var biri hariç.
Dışarıda kalan çocuğun yanına gider bakar ki çocuk kör başını okşar geçer.
Cemaat onu karşılar ve köye gelme nedenini sorar o da Ben bir Müslümanım Allah’a inanırım Allah’ın izniyle köyünüzde bir yatalak hastamız varmış Allah Teala beni onu ayağa kaldırmak için köyünüze yolladı.
Köylüler onu kimse kaldıramaz belden aşağısı tutmuyor felç olmuş der.
Olsun der Allah’ın emri var beni ona götürün.
Köylüler yatalak hastanenin başucuna misafiri getirir.
Şifacı ellerine havaya kaldırır ve Allah’a yalvarır Allah’tan bu kişiye şifa diler Allah da ellerini bacaklarına sür ayağa kalkacaktır der ve şifacı ellerini yatarak hastanın bacaklarını sürer ve yatalak hasta ayağa kalkar bunun üzerine bütün cemaat İslam’a geçmeyi Allah’a ibadet etmeyi kabul eder bunun için ne yapmaları gerektiğini sorarlar şifacı buyurun gelin bir ağaç altında oturalım size İslam’ı anlatayım der.
İşlerinden bir tanesi çıkar benim oğlum kördür onun da gözlerini Allah’a yalvarsak açar mı,?
Aslında şifacı köye girdiğinde çocuğu görmüş başını okşarken neden gözlerinin Allah tarafından kapalı olduğunu öğrenmişti.
Allah cc bu insanlara neden çocuğun gözünü kapattığını bilmeleri için çocuğun gözünün açılmasını şifacı ya emreder
Şifacı çocuğu çağırır ve gözlerini okşar
Çocuğun gözleri açılır ve Neşe içerisinde evine doğru koşar bu arada cemaat bir ağacın altında çömeler ve İslamiyet’in şartlarını öğrenmeye başlar tövbe eder
Bir vakit sonra feryat fidanlar duyulur.
Ağacın altındaki cemaat ayaklanır ve sese doğru hareket eder.
Gördüklerine inanamazlar gölettin rengi kırmızıya bulanmış ne oldu ne olmuş derken durum anlaşılır.
Az evvel gözleri açılan çocuk elinde babasının hançeri suda yüzen çocuklara Zarar vermiş yaralamış
Bu nasıl olabilir herkes birbirine bakarken eshaf şöyle seslenmiş ey cemaat köye girdiğimde çocuğu gördüm gözlerini açmak için onun gözlerini okşadım Allah’a gözlerini açması için dua ettim ama Allah bu isteğimi ret etti.
Demek ki bu çocuğunun gözlerinin kapalı olmasının sebebi buymuş.
Sonra Allah tekrar şifacıya emir verir ve çocuğun gözleri tekrar kapanır.
Allah’ın bu büyüklüğü karşısında bütün köylü secde eder ve Müslümanlığı kabul eder Allah birdir ondan başka ilah yoktur Peygamberimiz de onu resulüdür der ve Tövbe ederler.
Bu hikayeyi neden anlattım kadere inan şükür etmeyi asla ağzından düşürmeyin de ondan.
Şüphesiz Allah cc herkesin geleceğini önceden biliyor ve herkese bir karakter ve bir rol vermiş durumda bu dünya bizim değil onun dünyası bizim yolumuz ve görevimiz bu dünyada bitti mi Allah’a geri döneceğiz ..
Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun günahlarımızı affetsin amin inşallah diyelim ve satırlarımızı noktalayalım. Hoşçakalın
YORUMLAR