Hava ve Su Kirliliği!
İlk sıralarda olmak her zaman iyi değil…
İlk sırada olmanın sadece başarı ve ortaya verimlilik çıkarmakla alakası yok. Bir de sıkıntı ve krizlerle ilgili konularda ilk sıralarda bulunma talihsizliği var.
Hava kirliliği konusunda sadece ülkemizin değil, dünya ülkelerinin değişik bölge ve yerleşkelerinde var olan kirliliğin yüksek olduğu yaşam alanlarının ilk sıralarında bulunmak talihsiz bir kaderin kaçınılmaz sonuçlarını önümüze seriyor.
PANDEMİ ile zirve yapan Kalp Krizi ve Kalp/Damar nedenli hastalıkların ilimiz bazında önümüze koyduğu tablo yüksek ölüm oranlarının verileri olmakta. Önde gelen sebep ise hava kalitesinin düşüklüğü ve hava kirliliği yaratan etkenlerin fazlalığıdır.
Hava kalitesini bozan etkenlerin ilimizde özel nedenleri var. Bunlardan bir tanesi ilimizin coğrafik yapısının hava olaylarına meydan vermemesi. Şehir yerleşkesi konum açısından alçak seviyede olduğundan, şehrin atmosfer yapısı itibariyle hava sirkülasyonuna müsait olmamasından dolayı yağışların az olması, yağmur/kar yağışı yaşanmaması gibi durumlar hava kirliliğine zemin hazırlıyor.
Yine son yıllarda yoğun bir çalışma yapılarak engel olunmaya çalışılan Anız sıkıntısı ikinci bir hava kirliliği etkenidir. Yılı yaz sonrası iki aylık döneminde özellikle mısır hasadı sonrası ortaya çıkan anız yangınları hava kirliliğini gündemden düşürmüyor.
Fosil yakıt ve aynı şekilde kalitesiz yakıt kullanımıyla ısınma sorununu gidermeye çalışmak da ayrı bir kirlilik nedeni. Doğalgaz seçeneği yaşam alanlarımızın vazgeçilmez unsuru haline getirilmelidir.
Bunların yanı sıra üretimde bulunan işletmelerin havaya saldığı kirli atıklar denetleme mekanizmalarıyla kontrol altına alınmalı. Çünkü fabrika ve işletmelerin gerek havaya gerekse suya karışan atıklarını filtreleme sistemleriyle zararsız hale getirmeleri insan sağlığını tehdit eden unsurlardan kurtulmayı sağlar.
Artık sularımız da kirleniyor ne yazık ki…
Küçük bir yerleşim birimi iken ve şu an ki şehirleşme seviyesine ulaşana kadar ilimizin su kaynakları ve nehirler temiz bir şekilde akıyorken, kirlilik ve su kaynaklarına karışan atıklar nedeniyle sularımız sağlık kalitesini yitirmeye başladı.
İşletme ve fabrikaların atıklarını filtreleme sistemi olmadan havaya ve özellikle su yataklarına akıtmasıyla kimyasal ve madeni maddelerin suyumuzu kirletmeye başlaması önümüzdeki yılların önemli sorunlarından biri olmaya devam edecek.
Fabrika ve işletmelerin nehirlere ve su kaynaklarımıza karışması önemli bir problem. Kaliteli ve nitelikli su kullanımı için kirlilik yaratan etkenleri hem barajlarımızdan hem de nehirlerimizden uzak tutmalıyız.
Çaresi de dağ su kaynaklarını şehrimize ulaştıracak projelere zemin hazırlamak. Ilısu Barajı gibi Silvan ve Garzan havzalarında toplanacak su kütlesinin beslendiği kaynakları temiz bir şekilde kanallara aktarabilmek için çalışmalara girişilmesi gerekiyor.
Merak edilen Belediye bu işin neresinde?
Yerel Yönetim ve hizmet kültürünün ana merkezi konumunda bulunan Belediye örgütünün pasif konumu soru işaretlerini beraberinde getiriyor.
İlimizin kaçınılmaz kaderi olan hava kirliliğine son yıllarda eklenen su sorununun çözümünü bulmanın gereklerini hayata geçirme konusunda herkes payına düşeni yüklenmeli.
YORUMLAR