Bazen bir isim bir dava için çok şey ifade eder, bunlardan biride Hasan Nasrallah’tır o Lübnan da ki Şii Hizbullah hareketi için çok şeydi, bu İsrail’i çok korkutuyordu, tabi iki bu direniş Nasrallah’ın ölümü ile bitmeyecek, fakat kısa bir zamanda bir çok liderini suikasta kurban veren bir hareket için büyük bir darbe olacak.
Bu suikast bizlere üç şey gösterdi.
Birincisi İsrail’dir, hakim güçler her zaman kendilerine karşı oluşan bir direnişi başsız bırakmak isterler, bu onlar için değişmez bir kuraldır, çünkü herhangi bir harekette lider kadrosu çok önemlidir, hele Nasrallah gibi karizmatik bir lider, düşmanının uykusunu kaçırıyordu. Çok kısa bir zamanda kendi düşmanının bu kadar çok liderini yok etmek, Orta Doğuda para için her şeyin yapıldığı bir yerde İsrail için istihbarat ne kadar kolay olduğu ortadadır. Bu İsrail’in moralini çok yükseltir, kariyeri düşen Netanyaho’ya bir sürede olsa itibarını geri verir.
İkinci boyut Nasrallah’ın öldürülmesini sevinçle karşılayan, bölgedeki halkı Müslüman olan devlet ve örgütlerdir, bunların başında daima İran’a mesafeli olan Körfez ülkeleri gelir, birde İşid, Elkaide ve Bışar rejimine karşı çıkan muhalefetteki silahlı guruplar, bu muhalifler 2013 yılından itibaren Hizbullah’ın Suriye de saha çıkması ile aralarında çok şiddetli çatışmalar oldu, Muhaliflerin başarılı olmamasın da Nasrallah’ın rölü çok büyüktür.
Üçüncü ve mide bulandırıcı İran faktörüdür, İran 1980 devriminden sonra, ülkelerinde Şii nüfusu barındıran Arap ülkelerinde hep bir kabus odu, uykularını kaçırdı, kendileri görünürde ama müdahil değil vekalet savaşı ile Araplara çok şey kayıp ettirdiler, şimdide Filistin ve Lübnan, onlara silah verir, destekler, ateş hattına atar, fakat kendisi arkada durur, kışkırtır, söylemlerin arkasında değil. İsrail’in kendi evlerinde Misafirlerini katletmesine mani olamıyorlar.
İran boş boş naralar atar, bir şey yapamaz, sadece vatandaşı olup Şii olmayan, Beluciler ve Kürtlere jilet gibidirler, yılda en az üç veya dört bin insanlarını vinçlerle idam eder.
YORUMLAR