Hani birbirimize kızdığımız zaman sen bir çoban bile olamasın deriz ya, işte çobanlık odur kim çoban olabilir kim olamaz. Çobanlık nedir kimler çobanlık yapar, tabi ki ilk akla gelen fakir veya kimsesizlerdir, burada doğruluk payı da vardır.
Şöyle bir düşünelim yakınında bir şehir yok, gurbete gitme imkanın yok, köydesin arazin yok, köylüsün hayvanın yok, çoluğun var ve senden ekmek beklerler, o zaman sana bir yol var, o bulunduğun yerde ya rençperdik yaparsın, yada birilerine yaslanırsın, yada köylünün hizmetini yaparsın yanı hayvanlarını güdersin, işte bunun adı Çobanlıktır, ve kadimi bir meslektir.
Büyüdüğüm Tılmerç köyü,1960 li yıllarda yüz haneye yakın bir aile yaşardı, bu köyün iki adet koyun sürüsü, iki adet Kuzu Sürüsü, Bir adet Büyükbaş hayvan sürüsü, birde Buzağı ve eşeklerden oluşan bir sürü vardı, her sürüye iki kişi lazımdı, buda On iki kişi demektir, yani yüz hanelik bir köyde çobanlıkla geçinen on iki aile olurdu, bu bütün çevre köylerde durum öyle idi.
Özellikle başta koyun çobanı olmak üzere, çobanlık zor bir meslekti, karşılığı da zamanın cevheri buğday olurdu, bir hayvan başına iki ölçek ( 13 Kğ ) buğday olurdu, Koyun çobanına başka şeylerde verilirdi, örneğin her on koyundan birinin yünü çobanın olurdu, İlk baharda Koyun süt alma ( Bêrî ) zamanında kadınlar sıra ile çobanlara kahvaltı adı altında sıra ile güzel yemekler getirirdiler, koyun çobanına senede bir sefer olmak üzere koyun başına harçlık denen bir parada verilirdi.
Bu çobanlığın birde süresi vardı, tüm çobanların süresi Bizim yöreye göre Yazın bitimi Sonbaharın başlangıcı çobanlığında ilk günü olurdu ( Xılasık ), Rumi takvime göre Eylül ayının on üçü yaz biter, On dördün de Sonbahar başlar, o gün tüm çobanlar hayvanları köy meydanına toplar herkesin hayvanını kendilerine teslim edilirdi, birkaç gün kaçamak yaptıktan sonra genelde aynı kişiler tekrar çobanlığına dönerlerdi, buda o kaçamak günlerde köylünün sıra ile hayvanlarını güderlerdi.
Yaz aylarının yorucu işlerinden çıkan bizlere buda zor olurdu.
YORUMLAR