Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cengiz Haşimoğlu

İTAAT KÜLTÜRÜ YA DA MANİPÜLASYON (1)

“Körü körüne kabullenme”konusunda insan için sınırsız bir bağımlılık söz konusu!

Sorunun çıkış noktası kabullenme ile körü körüne itaat noktasında ayrım yapamamak ve inanç ile bağımlılık sınırlarını karıştırmak aslında…

Çünkü inanç sahibi olmak veya birilerine inanmak duygusallık üzerine kuruludur. Duyguların tatmin edilmesi sayesinde inançlar kontrol altına alınabilmekte.

Özellikle dini duyguların insanların en zayıf yönü olduğu gerçekliği düşünüldüğünde, ortaya çıkan kullanma ve yönlendirme etkenleri istenmeyen sonuçlar doğurabilmekte.

Duygu, düşünce ve davranışların çeşitli yollarla değiştirilmeye çalışılmasının farklı yöntemleri vardır.

Dini duygular ve ilahi hislerin insanın açık tarafı olduğu düşünüldüğünde körü körüne itaat noktasında yaşanan yanlışların ve hataların tarifi yapılamaz oluyor.

Diğer bir yöntem algı yönetimi dediğimiz bireysel veya kitlesel yönlendirme şeklidir.

İnandırılmak istenen unsur ne ise (ideoloji, düşünce, inanç, değer, siyasi ya da ekonomik bağlılık vb.) yönlendirme teknikleriyle üst akıl kabul edilen birilerinin söylediği ve olmasını istediği şeylerin herkes tarafından kabul edilmesi amacı güdülür.

Manipülasyon bu yüzden her zaman iş yapar. Başkalarının düşünceleri, duyguları veya eylemlerini değişik yollarla isteyerek ya da zorla değiştirme amacı taşır.

Önemli olan biri veya birilerinin çıkarları, istek ve beklentileri konusunda karşıda olan kişi ve kitleleri etkilemektir.

Bu yüzden yüzyılımız sıcak savaşların gerçekleşmediği, daha çok kitlesel etki doğuran kanallarla yönlendirme ve manipülasyonların yapıldığı olaylara tanıklık ediyor.

 Algı yönetimi ve yönlendirmelerin kabul edilir olsun/olmasın, fark etmeden kitleleri harekete geçirecek tesirler yaratması beklenir. Bunun için de etik olması, zarar vermesi ya da mağduriyet yaratması düşünülmez.

Acı bir tablo olsa da itaat etme konusu günümüzde en çok dini inanç alanı ile siyasi alanda kullanılır bir kılavuzu önümüze çıkarıyor.

Çünkü insanlar inanmak istedikleri şeyi önlerine koyanların etkisinde kalmayı seçiyor. Doğruluğu veya yanlışlığı sorgulanmadan, insanların zayıf olan yönleri üzerinden yapılan dokunuşlarla birey ve kitleler kendi yetersizlikleri ve eksiklikleri gösterilerek hizaya getirilmeye çalışılıyor.

Sosyal medya ve kitle iletişim araçlarının sınırsızca kullanıldığı günümüz dünyasında etki alanı daha fazla ve etkileme oranı daha çok yükselmekte.

Taraftarlık veya ideoloji bağlılık söz konusu olunca etkilenmek veya etkilenerek inanma sonucuna ulaşmak zor olmuyor.

Önemli olan manipüle edilecek birinin/birilerinin olması ve manipüle edilecek konunun birileri tarafından gerçekleştirilmesi. İtaat göstermek olağan hale gelince doğruluk veya yanlışlık pek bir anlam taşımıyor.

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER