Hüseyin Kenco Kasrı-I

Hüseyin Kenco Kasrı-I

Halk arasında (Qesra Hıseyn ê Qenco ) ismi ile anılan bu eser, yapısı ve yapıcısı  ciheti ile emsallerinden ayıran bir özelliğe sahip olmasıdır.

Bazı yerler var ki, ismi varlığından büyük, bazı yerler da vardır.

Varlığı isminden büyüktür, Hüseyin Kenco Kasrı da bunlardan biridir.

Bölgemizde bu ismi duymayan yoktur. Bizim bu yöremizde bir çok Kale, Kilise gibi tarihi eserler mevcuttur.

Bunları yapan ya bir devlet, ya bir imparatorluk, ya da bir Emirdir. Hüseyin e Kenco Kasrını bunlardan ayıran şey yapısı veya görkemi değil, belki bunu bir kişinin bir Aşiret reisinin bu eseri inşa etmesidir. Çünkü bu yöredeki ağa köşkleri ve şeyhlerin tekyalarına benzemiyor.

Bu yapı şöyle sıradan basit bir şey değildir. Kurulduğu alan düz bir arazi olduğu için doğal her hangi bir koruması yoktur, bunun için kasrın içinde hem güvenlik, hem de insani ihtiyaç için, her şey düşünülmüş.

Beni en çok heyecanlandıran şey, bir aşiret reisi, herhangi bir okul görmemiş, şehir yaşamını hiç görmemiş, ama yaptığı eser tek kelime ile Mühendislik bir harikadır.

Bu Kasrın ismini bende çok duymuştum, ama bu güne kadar beni oraya götürecek bir neden olmamıştı, ta ki Mersin’de kız kardeşimin oğlu Azad adındaki yeğenim. Bu gün aşiretin lideri olan Ahmet Türk’ün yeğeni Rukiye adlı kızla tanışıp evlenme kararını verene kadar. Üç ay kadar önce Kızıltepe de Nişanda ben damat tarafı, Ahmet Türk Gelin tarafı yüzükleri taktık. 

O zaman bize gelini Kesra Kenco den alacaksınız dediler, evet bu Kasrı görmek için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı.

Bir yaz günü 31 Ağustos sabahı saat sekizde oraya vardığımızda, yazın son günleri de olsa hava sıcak, hafif esen serin bir hava, Kasrın sakinleri bizleri kapıda mütevazı bir şekilde karşıladılar, Kasrın hemen yanında sonradan yapılmış iki katli bir evde ağırlandık.

Kahvaltıdan sonra, ben bu Kasrı gezmek için sabırsızlanıyorum. 

Devamı yarın…