Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antika meraklısı emekli terzi işyerini müzeye çevirdi

Bursa’ya 1969 yılında Yugoslavya

Bursa’ya 1969 yılında Yugoslavya henüz dağılmamışken göç eden terzi Hakkı Demir, uzun süredir topladığı eski eşyalarla donattığı dükkanında müşterilerini geçmişe götürüyor.

Makedonya’da henüz 11 yaşındayken bir terzinin yanında çıraklığa başlayan ve 1969 yılında Bursa’ya yerleşen 70 yaşındaki Demir, burada bir süre sonra terzi dükkanı açıyor.

İlerleyen süreçte eski eşyalara merak duyan terzi Demir, antika pazarlarından topladığı ve müşterilerin kendisine getirdiği eşyaları iş yerinde sergilemeye başladı.

Demir’in iş yerine gelenler, eski film makinesinden saate, plak ve müzik kasetinden fotoğraf makinelerine, çok sayıda farklı tür makas ve tarım aletlerine kadar yüzlerce eski eşyayla donatılmış 15 metrekarelik iş yerinde adeta kendilerini müzede hissediyorlar.

Kasetçalarına koyduğu müzik eşliğinde bir yandan ütü yapan bir yandan da dikiş diken terzi, müşterilerine nostaljik dakikalar yaşatıyor.

Çevresiyle kurduğu diyalogla bölgenin sevilen esnafı olan Demir, 59 yıldır yaptığı mesleğini yaşatmak için de çaba veriyor. Hakkı Demir, İLKHA muhabirine dünden bugüne yaşadıklarını anlattı. 

“Bu işi küçüklüğünden beri seviyorum”

1969 yılında Yugoslavya’dan geldiğini söyleyen Demir, “Orada iki buçuk sene çalıştım. Terziliği orada öğrendim. Ondan sonra 1969 yılından beri bugüne kadar Bursa’da yaşıyorum. Bu terziliği devam ediyorum. Tarihi şeyleri topluyorum. Satmıyorum, yalnız topluyorum. Bu işi küçüklüğünden beri seviyorum. O zamanlar yapamadık. Emekliye çıktıktan sonra bu işi boş zamanımız olduğu için yapıyorum. Antrika eşyaları topluyorum. Getirenler oluyor, mahalleden getirenler oluyor. Artık tarihi eşyaları çoğu insanlar sevmiyor, geliyor bana. Hediye geliyor. Ben de topluyorum. Gelen giden, çok sevenler var. Geçtiğimiz günlerde Keşan’dan görmüşler, Keşan’dan geldiler ziyarete. Geliyorlar Allah razı olsun.” dedi.

“Ölünceye kadar da bu işe devam edeceğim”

Bursa’ya 1969 yılında geldiğini anlatan Demir, “Konfeksiyonda çalıştım. Emekliğe çıktıktan sonra bu dükkanı açtım. Hem buradan devam ediyorum. Ölünceye kadar da bu işe devam edeceğim. Çırak alamıyorsun ve çırak işi bitti zaten. Çırağın sigortası, masrafı derken kurtarmaz. Onun için ben kendim yapabildiğim kadar. Kendim uğraşıyorum.” şeklinde konuştu.

“Eskisi gibi devlet çırak yetiştirmek için küçük esnafa yetki vermesi gerekir”

Bu mesleklerin kaybolmaması için eskisi gibi devlet çırak yetiştirmek için küçük esnafa yetki vermesi gerektiğini ifade eden Demir, “Bol ve imkânlarına göre verecek. Çünkü biz küçük esnaf çalıştıramaz. Ama yardımcı olurlarsa her küçük esnaf birer tane yetiştirir.  Seve seve yetiştiririz. Artık yetişen yok. Zaten kurtarmaz. Sigortası yapacaksın, asgari ücret vereceksin. Biz zaten o parayı alamayız. Onun için çırak hiçbir yerde yetişmez. Bizim görüşümüz tabii. Ben kendim için söylüyorum veya kendi payımı anlatıyorum.” diye belirtti.

“Müşteriler en az yarım saat bir saat buralarda kalıyor”

Demir, “Buraya gelen müşterilerin çıkmıyor. Müşteriler en az yarım saat bir saat buralarda kalıyor. Gelmeyenler niye geldiğine şaşırıyor. Onun için zaman geçiyor. Ondan sonra orada pikap var. Eski plaklardan açıyorum. Merak edenlere hepsini açıyorum görsünler.” diye konuştu.

İLKHA