Evde geçen günlerimiz bir fotoğrafçının objektifinden nasıl görünüyor? Bu soruyu fotoğraf sanatçısı Orhan Kartal’a sorduk. Kartal, en başta tedirgin olan insanların alınan önlemlere kısa sürede alıştıklarını ancak objektiflere poz vermekten çekindiğini söylüyor.
Evde geçen günlerimiz bir fotoğrafçının gözünden nasıl kaydediliyor. Herkesin eve kapandığı bir dönemde siz fotoğraf makinanızın objektifinden nerelere bakıyorsunuz acaba? Salgının, evde kal çağrısının ve toplumlardaki korku ve paniğin çektiğiniz fotoğraflara nasıl yansıyor.
Sanatçılar için kuluçka dönemi olabilir bu dönem. Sanatsal projeleri üzerine tekrar tekrar düşünmek, detaylarına odaklanmak için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ben kovid19 pandemisi sürecinde toplumumuzun güvenliği ve ihtiyacı için çalışmak zorunda kalan insanlara ve şehir meydanlarına çevirdim. Örnek verecek olursak; Doktorlar, sağlık çalışanları, eczacılar, emniyet mensupları, fırıncılar…
Işığın bir şiirselliği vardır. Fakat bu ortamda hiçbir hastane bu kareleri ölümsüzleştirmek istemiyor, tedirginlik var. Esnaflar diken üstünde fotoğraf makinasını gördüklerinde üzerine yürüyorlar.
Işığın şiirselliğini kullanarak çekmeye çalıştığım fotoğrafların ortak bir dil etrafında şekillenen imgelerden oluşmasını, bir döneme, bir tarihe işaret etmesini, iz bırakmasını ümit ediyorum. Fakat kimse fotoğraf çekimlerine sıcak bakmıyor hal böyle iken belgesel niteliğinde fotoğraflar üretemiyorsunuz. Ancak stok fotoğrafçılığı benzeri kareler üretebilirsiniz. Bu karelerin de pek güçlü yanları bulunmamaktadır.