İHD öncülüğünde her hafta düzenlenen Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın eylemlerinin 647. Haftasında 1995 yılında Mardin’de kayıplara karışan Abdurrahim Demir’in akıbeti soruldu.
Gülistan caddesi insan hakları anıtı önünde bir araya gelen kayıp yakınları adına basın açıklamasını İHD şube yöneticisi Reşit Çetinkaya okudu. Çetinkaya açıklamasında şöyle dedi.
“Bu hafta 17 Ağustos 1995 yılında Mârdin/Kızıltepe’de kaçırılan Abdurrahim Demir’in akıbetini sormak için toplandık. Kayıp Abdurrahim Demir’in ailesinin anlatım ve beyanlarına göre; 22 yaşındaki Abdurrahim Demir, Mardin İli Ömerli İlçesinde ikamet ediyordu. 17 Ağustos 1995 tarihinde Adana’da ikamet eden yakınlarını ziyaret etmek üzere yola çıkar. Kızıltepe Viranşehir karayolu üzerinde bulunan Şavelat Jandarma kontrol noktasında, otobüsten indirilerek gözaltına alınır. Gözaltına alındığına tanıklık edenler, Demir’in Şavelat Jandarma Karakoluna götürüldüğünü söyler. Akşama doğru bir karakol görevlisi, Demir’in evini telefonla arayarak anne Kesire Demir’e “Oğlunuz Abdurrahim, Şavelat Jandarma Karakolunda, gelip alabilirsiniz” der.
Yaşlı olan anne, “Benim kimsem yok, ben gelemem, oğlumun okuma yazması var, bırakın kendisi gelir,” der. Abdurahim’in bırakıldığını düşünen anne Kesire Demir, iki gün sonra Adana’daki akrabalarını aradığında oğlunun Adana’ya gitmediğini öğrenir. Kesire Demir oğlunun bir fotoğrafını yanına alarak evlerinin yakınında bulunan Merkez Çarşı Karakolu’na gider. Görevliler oğlu hakkında kendisine hiçbir bilgi vermeden evine dönmesini ister. Abdurrahim’in yakınları dört gün sonra Şavelat Karakoluna gider. Karakoldaki görevliler akrabalarından birine “Biz böyle birini almadık, böyle biri bizde yok” der. Abdurrahim’in ailesi resmi kurumlara başvurularda bulur, ancak sonuçsuz kalır.
Demir ailesi 24 Şubat 1997’de İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) başvurur. İHD, Demir’in akıbetini öğrenmek için hukuki tüm girişimlerde bulunur, ancak hiçbir sonuç alınamaz. Aradan geçen 29 yıla rağmen, Demir’in akıbeti hala meçhul.”
Aytekin Dal