HÜDA PAR Genel Başkan Vekili ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, yeşil altın olarak da bilinen Gaziantep fıstığı üretimi hakkında yaşanan sorunları dille getirdi.

HÜDA PAR Genel Başkan Vekili ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi ve Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer ve beraberindeki heyet ile bir dizi incelemelerde bulundu.

Bu sene Fıstık üretimi ile ilgili kendilerine iletilen sorunlarla alakalı çözüm üretmek adına Gaziantep’e geldiğini belirten Demir, “Gaziantep’te fıstık sektörü ile alakalı bir dizi çalışma yaptık. Fıstık üreticisi köylülerle bir araya geldik sorunları bizzat onlardan dinlemek istedik, sonra bununla alakalı fıstık esnafını, tüccarlarını, komisyoncularını ziyaret ettik. Onları da dinledikten sonra bu sefer Ticaret Borsasına gittik, resmi ağızlardan bir değerlendirme yapmak istedik. Şimdi de tarlalarda fıstıkların durumunu görmek istedik.” dedi.

“Çiftçimiz maalesef harcadığı emeğin karşılığını alamıyor”

Fıstığın fiyat satışında taban fiyat belirlenmesi için resmi bir kurumun bulunmamasınden bahseden Milletvekili Demir, “Maşallah Allah-u Teâlâ bu yıl iyi bir ürün vermiş ama Allah-u Teâlâ verdiği halde çiftçinin, üreticinin derdine derman olmamış. Bunun sebebi de fıstıkla alakalı düşük fiyat, komisyoncuların ortaya koyduğu tutum, tüccarların ortaya koyduğu tutum ve bu işe sahiplik edecek resmi bir kurumun, birliğin olmamasıdır. Bu nedenlerden dolayı sahadaki sorunlar çözülmemiş ve üretici olan köylülerimiz, çiftimiz maalesef hak ettiklerinin, emeklerinin karşılığını alamıyor. Çünkü fiyatlar geçen yıla göre daha aşağılara düşmüş. Geçen yıl yaş fıstık 100-130 lira civarında alıcı bulurken bu yıl 90’a hatta 80 liraya kadar düştüğü ifade ediliyor ve bu üretici için can alıcı bir sıkıntı.” ifadelerini kullandı.

“Çiftçi borçlarını dahi karşılayamadığından ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıyadır”

Milletvekili Demir, “Bir taraftan maliyet fiyatlarının çok çok yükselmesiyle masraflar katlanırken, diğer bir taraftan da fıstığın fiyatının düşmesi çiftçi açısından çok ciddi bir sıkıntı. Çiftçi borçlarını dahi karşılayamadığından ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıya kalmaktadır. Çiftçinin, üreticinin ortak şikâyeti de ‘Biz ürettiğimizden emeğimizin karşılığını alamıyoruz, istediğimiz fiyata satamıyoruz, sattığımız ürünle de geçinemiyoruz, ilacının, mazotunun, gübresinin dahi parasını veremiyoruz. Bir yıl boyunca bizim bundan başka gelir kapımız yok, tek geçim kaynağımız fıstıktır ve bu da maalesef tüccarların komisyoncuların kendi aralarında belirledikleri bir fiyat ile satılabilmekte ve bu fiyat da bizim işimizi ihtiyacımızı görmüyor.’ şeklinde şikâyet etmektedirler.” dedi.

“Üreticinin bütün bir yıl boyunca harcadığı emek karşılık bulmuyor”

Konuyla alakalı ciddi ve geniş bir araştırma yaptıklarını ifade eden Demir, “Fıstık ile alakalı çok ciddi bir dağınıklık var, bir düzensizlik var ve ortada kalan işlerden de malum olduğu üzere istikrar beklemek mümkün değil. Burada işin bedelini ödeyen, çalışan, ter döken ve emek harcayan köylüdür, çiftçidir, fıstığın üreticisidir. Bu şekilde düzensizlik dengesizlik olduğu zaman birinci dereceden köylü yani üretici etkilenir. Üreticinin bütün bir yıl boyunca harcadıkları emekler karşılık bulmamış oluyor ve geçim noktasında çok ciddi sıkıntı yaşıyorlar. Bir diğer taraftan işin tüccar boyutu var, işin komisyoncular boyutu var, bir de tüketici boyutu var. Bu sektördekilerin kaybedecekleri bir şey yok. Yorulmamışlar, masraf yapmamışlar onlar açısından bu düzensizliğin, bu dağınıklığın olumsuz bir yönü bulunmamaktadır. Hatta bu durumdan istifade ediyorlar çünkü ürünü daha ucuza temin edebiliyorlar. Çünkü çiftçi muhtaç, borçları çok, gideri çok ve bu borçlarını ödeyebilmek için malını hızlı bir şekilde elinden çıkarıp satmak zorunda. Tüccar, komisyon ve tüketici bu noktada işi biraz daha ağırdan alarak köylüyü mağdur etmek pahasına dahi olsa ucuza fıstık bulma endişesiyle hareket ediyorlar ve bu doğal olarak da köylüyü çiftçiyi üreticiyi mağdur ediyor.” dedi.

“Bir dağınıklık var ve çiftçi buna bir çözüm bulunmasını istiyor”

Demir, “Bizim bu noktada tarafları suçlamak gibi bir derdimiz yok. Bizim isteğimiz şu şekilde; çiftçi de emeğinin karşılığını alsın, alın terinin karşılığını alsın, mağdur olmasın. Diğer taraftan tüccar da bu işin ticareti üzerinden karını kazansın ve tüketici de kaliteli makul ürün bulsun herhangi bir sıkıntı yaşamasın. Her üç tarafın da kazanmasını istiyoruz ancak şu andaki dağınıklıktan, düzensizlikten köylü zarar görüyor, üretici zarar görüyor ve bunun bir düzene kavuşmasını istiyorlar. Bu noktada talepler çok, üretici bir fiyat belirlenmesini istiyor, bir birliğin kurulmasını istiyor ve durum böyle olunca devlet bir fiyat belirlemiş olacak ve fiyatın daha aşağılara inmesine engel olunacak, bu üreticinin daha çok talep ettiği bir husus. Bir dağınıklık var ve buna bir çözüm bulunmasını istiyorlar, dolayısıyla hem yetkililere çağrımız hem de talebimiz bir birliğin kurulması, fiyatın önceden belirlenmesi şeklindedir. Üreticinin bir diğer talebi de özellikle şu noktada toplanıyor; devletin fıstık üreticilerini desteklemesi yönünde, bu tabii mazot, gübre desteğinden ziyade ürün desteği şeklinde bir destek talebi. Yani işin özü devletin bu işe el atması, sahip çıkmasıdır.” şeklinde konuştu. (İLKHA)