ÇALIŞAN HAKKI VE EMEKÇİLER

0

BEĞENDİM

Haber: Cengiz Haşimoğlu

0

“İş yok ve çalışmak için iş bulunmuyor” diyerek boşta kalan ve işsiz olduğunu söyleyenlere katılmak mümkün değil!

İş var…

İş çok, ama karşılığı olan ücretin ve kazanılacak paranın düşük olduğunu söylemek doğru olur. Çünkü iş fazla, çalışacak eleman çok; Ancak işe alınan emekçi insanların işin karşılığı olan ücretin ödenmesi sıkıntı olmakta.

Eğer işin ustası iseniz durum değişir.

Zira usta konumunda herhangi bir mesleğin aranan ve bulunamayan elemanıysanız, kazancınız yüksek demektir. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki usta bulmak ve ihtiyaç duyulan bakım, onarım ve tamirat konusunda usta bir kalifiye eleman denk getirmek çok zor.

Ufak işler denilen günlük tamiratlara gitme yerine genellikle şirket ve inşaat alanlarında yapılan iş akitleri nedeniyle insanlar kalifiye bir usta bulmakta sorun yaşıyor.

Yani emekçi kesim ordusuna katılan çırak ve kalfaların kendilerini geliştirme ve uzmanlaşarak getirisi yüksek günlük ve toplu iş akitlerine ulaşması için kişisel gelişim aşamalarını edinmeleri gerekiyor.

Sorunun çıktığı nokta usta olsa da olmasa da emek sarf edenlerin hakkının ödenmesinde cömert olunmaması. Şirketler ve işverenlerin dikkat etmesi ve hassas davranması gereken bazı kriterler var.

Çalışanların ve emek sarf edenlerin çalışma koşulları ve ücretlerinin ödenmesi gereken hassas konular bunlar. Sadece bunlar değil, diğer sektörlerde de çalışan ve emek gücüne dayalı günlük ücret alanları çalıştıran işverenlerin de dikkat etmesi gereken zihniyet problemi duruyor önümüzde.

Suçlama ya da eleştiri yapma gibi bir dert yok. Sadece hatırlatma itibariyle emekçilerin ve çalışan günlükçülerin iş koşullarının, ücretlerinin, beslenmelerinin ve mesailerinin düzenli olmasında yapılması gereken hatırlatmalar söz konusu.

Çalışanların, gerek büyük gerekse küçük elemanların iş ortamında verimlilik göstermesi için öncelikle ücretlerinin doyurucu olması lazım. Emeğin karşılığı olan ücretlerin düşük tutulmasıyla verimlilik elde edilmeyeceği gerçeğini bir tarafa bırakalım; Ücretlerin yeterli düzeye çıkarılması insani bir gerekliliktir.

Çalışan elemanların mesai süresi ayarlanmadan ve fazla mesai ile ücret ödemeden işçiyi iş ortamında iş sağlığı ve güvenliği hakkında yetersiz/eksik şartlara zorlamak beraberinde iş kazaları getirmekte.

Çalışan elemanların beslenmeleri ayrı bir problem alanı!

Birçok işverenin bu konudaki hassasiyeti yüksek olsa da yetersiz beslenme sorunu yaşayan emekçilerin varlığı insani duygularımızı törpüleyen bir gerçekliği işaret ediyor.

Çalışma süresine göre sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verilmesi gereken bir beslenme hakkıdır. İş türüne göre akşam yemeği de çalışanların genel bir hakkıdır ki verilmemesi büyük bir vebaldir.

Yüksek kazançlar sağlayan elemanlar ve mesleğin ustası uzmanların sömürülecek bir kesim olmadığı, iş verimliliği ve iş kalitesi konusunda temel dayanaklar olduğu unutulmamalı. Beklenen şey çalışanların iş ortamlarında insani davranışlarla yönetilmesi ve adam yerine konmasıdır.

Muhtaç olma ve geçimini sağlama itibariyle yapılan işe katlanmak zorunda kalma psikolojisini sömürü mantığı ve esaret seviyesine indirgeme gibi bir yanlışa yönelmek doğru olmaz.

İlimizin genç potansiyeli yüksek…

Çalışma ihtiyacı olan bir işsiz ordusu ver ortada. İş ortamı ve koşullarının düzeltilmesi işverenlere yarayacaktır. Verimlilik ile iş kalitesi doğru orantılıdır. Kökünde de çalışan emekçilerin katkıları yatar. Bu unsurları uyumlu hale getirerek hem emekçiyi hem de işvereni mutlu edecek şartları sorgulamanın faydası olacaktır.

Görünen manzara işveren ile çalışan elemanlar arasında yaşanan psikolojik savaşın mutsuz insanları ortaya çıkardığı gerçeğidir. Kazanılan paraların içerisinde çalışanların hakkı olduğu bilinerek memnuniyet doğuracak oranda ödemeler yapılmalı ki arada çatışma yaratan etmenler oluşmasın.

Mesai ve beslenme düzenleri karşılıklı yapılan iş akitlerinin bir gereği olarak hayata geçirilmelidir. Özellikle genç elemanların kendilerini geliştirmeleri ve işe sahip çıkarak kazanç yaratmaları adına temel ihtiyaçlarını gidermenin hazırlığı yapılmalıdır.

Sabah erken saatlerde ulaşım yollarında ve trafikte karşılaşılan servisler ve ulaşım araçlarındaki yoğunluk emekçi kesimin fazla olduğunu gösteriyor. Kadın-erkek fark etmeden merkezden Organize sanayi bölgesine ve saat 08-10 arası merkezdeki işyerlerine doğru yaşanan insanların koşuşturması gösteriyor ki çalışan kesim adayı binlerce insanımız var.

Şehrin değişik bölgelerine akan inşaatçılar ve günlük işçilerin yoğunluğu ekonomik derdi olan insanların sayısının yüksek olduğunu önümüze koyuyor.

Kurumların çalışan personelleri dışında özel sektör işletmeciliği itibariyle değişik iş kollarında çalışma ihtiyacı duyan emekçilerin iş sağlığı ve güvenliğinin yanı sıra kazançları da göz önünde tutularak gözetilmeleri gerekiyor.

Tabi sadece işveren veya yöneticilerin değil, çalışanların ve emek harcayan insanımızın da dikkat ve hassas olması gereken konular var. İş hassasiyeti, mesai takibi, verimlilik, işin hakkını verme, iş ortamına zarar vermekten kaçınma, kazanılan ücreti hak etmek için uyum sağlama gibi hassas kriterleri ön plana çıkarmakta işverenin hakkı olduğu bilinmelidir.